Bu komitenin aleyhime tanık ve kanıt üretmesine itiraz ediyorum. | Open Subtitles | و أتحدى هذه اللجنة أن تثبت أي دليل ادانه ضدي |
Onları benim aleyhime çevirerek... kendini çok akıllı sanıyorsun, değil mi? | Open Subtitles | تظنّ نفسكَ ذكياً جداً بتحويلهم ضدي ، أليس كذلك؟ |
Doğrusunu istersen umursadığım tek şey aleyhime yapılan suçlamaların düşüp düşmeyeceği. | Open Subtitles | لأكون صادقة، جل ما يهمني هو ما إذا كانت التهم ضدي ستسقط |
Bu komitenin aleyhime tanık ve kanıt üretmesine itiraz ediyorum. | Open Subtitles | و أتحدى هذه اللجنة أن تثبت أى دليل ادانة ضدى |
aleyhime bir şey yapmazsınız. | Open Subtitles | أنا أَعْرفُ بأنّك لا تَعمَلُي أيّ شئُ ضدّي |
Lex'e özgürlüğünü tattırdım benim aleyhime çalışmanın abesliğini göstermek için. | Open Subtitles | أعطيت ليكس الإستقلالية ليثبت جدارته بالعمل ضدي |
O bir psikiyatr. aleyhime kullanacak bir şey bulur. - Seninle eve kadar yürüyeyim mi? | Open Subtitles | أنهُ طبيبٌ نفسي , سيجد وسيلةً ما لاستخدامها ضدي أترغبين أن أرافقكِ للبيت ؟ |
Söyleyeceğim her şey mahkemede aleyhime delil olarak kullanılabilir. | Open Subtitles | أيُ شيءٍ سوف أقوله سوف يستخدم ضدي في المحكمة |
Gemimde CIA'nin yerleştirdiği aleyhime çalışan bir köstebek var. | Open Subtitles | هناك عميل للسي آي ايه تم زراعته على متن الغواصه يعمل ضدي |
aleyhime yöneltilen suçlamayla ilgili 6.Yasa değişikliğine göre bilgilendirme hakkım var. | Open Subtitles | إسمـع ، لدي الحق في القانون المعدل السـادس أن يتم إخبـاري بالتهم الموجهـة ضدي |
Lanet olası erkek arkadaşı onu aleyhime kışkırtır ve onu sonsuza dek kaybederim. | Open Subtitles | هي و هذا الأحمق سيستغلان هذا ضدي و سافقدها للابد |
Pazar bir yandan sıkıştırıyor ve kuluçkamın başarısını imkânsızlaştırmak için her şey aleyhime işliyor. | Open Subtitles | قوى السوق و العشوائية تضافرت ضدي لجعل نجاح من احتضنهم مستحيلا |
Söylediğim her şey mahkemede aleyhime delil olarak kullanılabilir. | Open Subtitles | أي شيء أقول يمكن و سيستخدم ضدي في المحكمة ،لدي الحق بطلب محامي |
Bu hiçbir şeyi kanıtlamaz. - aleyhime kanıtınız yok. | Open Subtitles | هذا لا يُثبت أي شيء أنت لا تملك أي شيء ضدي |
- Benim aleyhime bütün suçları düşürmek için rüşvet teklif edilecek. | Open Subtitles | - سيتم عرض رشوة عليه - لاسقاط جميع التهم الموجهة ضدي |
Sekreterimi benim aleyhime ifade vermeye zorlamak için masum bir iş adamına karşı bir suçlama uydurdu. | Open Subtitles | ضد رجل اعمال بريء للضغط على سكرتيرتي لاعطاء شهادة كاذبة ضدي |
Bu komitenin aleyhime tanık ve kanıt üretmesine itiraz ediyorum. | Open Subtitles | و أتحدى هذة اللجنة أن تثبت أى دليل ادانة ضدى |
Ama yazılı olursa mahkeme aleyhime kullanılabileceğini söylediler. | Open Subtitles | و قالوا أنهم سيحرروه و أنه يمكن أن يستخدم ضدى ، هل هذا تحذير ؟ |
Bunu sensiz yapamazdık demek isterdim ama bir gün bu sözlerimi aleyhime kullanmadan korkuyorum. | Open Subtitles | اريد أن اقول أننا لم نكن لنستطع ،فعل هذا بدونك لكن آخاف أن يُستعمل هذا ضدى فى يوم ما |
Mesela geçmişimi mahkemede aleyhime kullanamayacağınızı ve bu odada ne denirse densin hiçbir anlamı olmadığını. | Open Subtitles | مثل حقيقة أنّه لا يُمكنك استخدام ماضيّ ضدّي في المحكمة، وبغضّ النظر عمّا تقولينه داخل هذه الغرفة الصغيرة، فليس لديكِ شيء يُجرّمني. |
Kurallari aleyhime çevirmeyi ögrendim. Ayrica kurallari degiStirebilen biri daha var. - Kim? | Open Subtitles | اكتشفت أنّ القوانين تنطبق عليّ فعلاً لكنْ أيضاً هناك مَنْ يستطيع تغيير تلك القوانين |
aleyhime tanıklık yapmama hakkımı kullanıyorum. | Open Subtitles | أتزم بميزة التعديل الخامس |