Yatak odasındaki o genç hanım, Alison'ın, bu tutkundan vazgeçmemende bir etkisi olduğunu söyleyemeyiz, değil mi? | Open Subtitles | السيدة في غرفة النوم، آليسون لا علاقة لها برغباتك بالبقاء؟ |
Hâlâ Alison'ın filminde oynuyoruz ve resmen sahneyi biz dolduruyoruz. | Open Subtitles | "هذا ما زال فيلم "آليسون و نحن فقط نكمل المشاهد |
Ben değildim. Alison'ın mezarının kazıldığı gece neredeydin? | Open Subtitles | لم يكنُ أنا أين كنت في ليلة حفر قبر آليسون ؟ |
Alison'ın cesedi bulunduktan sonra yıldönümleri onun için daha fazla önemli oldu. | Open Subtitles | و الذكرى السنوية تعني الكثير له لتكون جثة اليسون هي من تكتشف |
Şişman Hanna'nın, Alison'ın yerine geçmek için onu öldürdüğünü mü söyleyeceksin? | Open Subtitles | عن طريق اخباري بان كانت هانا البدينة تريد موت اليسون حتى تقوم باستبدالها ؟ |
Alison'ın, Mona'yı öldürmesinin arkasında yatan makul endişelerini 12 jüri üyesine inandırmak zorunda. | Open Subtitles | يجب ان يقنع ١٢ شخص بشكل لا يدعوا للشك ان أليسون قتلت مونا |
Alison'a hediye almak için Alison'ın parasını mı kullanıyor? | Open Subtitles | اذا هو يستخدم مال اليسون ليقدم هديه لاليسون |
Sonunda Alison'ın bana yaptıkları umurumda değildi... | Open Subtitles | وبالنهايه ، لم يكن يهم مالذي تفعله لي آليسون |
Alison'ın sana ulaşmaya çalıştığına inanmak istiyorsun ama Ali değil. | Open Subtitles | انظري انا اعرف انك تريدين ان تصدقي انها آليسون تتصل بك |
Onu mısır gevreği ile beslerken ya da giydirirken Alison'ın bizi izlediğini görüyorum. | Open Subtitles | وأنا أطعمها أو ألبسها ملابس و.. وأرى آليسون تنظر إلينا |
Alison'ın seni yargıladığına, sana güvenmediğine dair hislerin aslında daha çok senin kendine güvenmemenle mi ilgili? | Open Subtitles | بأن هذه المشاعر التي تحس بها بأن آليسون تحكم عليك ولاتثق بك, بأن لها علاقه بعدم ثقتك بنفسك؟ |
Çünkü Rosewood'a geldiğimden beri herkes Alison'ın planlarını ve manipüle yeteneklerini anlatıyor. | Open Subtitles | انت متأكد من ذلك؟ لأن من وقت وصولي الى رووز وود ، كل ما سمعت عن آليسون بأنها ماهرة في التخطيط |
Alison'ın annesinin ikizi olduğunu bilmiyor olması tuhaf. | Open Subtitles | إنه من الغريب أن آليسون لم تكن تعرف أن أمها لديها توأم |
Alison'ın annesini, yani kız kardeşim Jessica'yı tanıyordun o yüzden Alison'ın arkadaşı olmalısın. | Open Subtitles | تعرفين أختي جيسيكا ،والدة آليسون اذن لا بد أنكِ أن صديقة لآليسون. |
Alison'ın yaşadığını, eve döneceğini duyunca panikledi. | Open Subtitles | وعندما سمعت بأن اليسون مازالت حية و ستعود للديار, اصابها الذعر. |
Cinayet ve cesedi taşımak için Alison'ın destek aldığını biliyoruz. | Open Subtitles | نحن نعرف ان واحداً او اكثر ساعد اليسون لقتل مونا و ابعاد جثتها |
Hayır, bu Alison'ın beni burada tutma intikamı. | Open Subtitles | ولقد حاز على القبول لا ، هذا انتقام اليسون ، تبقيني هنا |
Eğer öyleyse, belki dükkan sahibi Alison'ın bilekliğinin kopyasını kimin aldığını söyleyebilir. | Open Subtitles | ربما كانت من نفس المتجر. لابد أننا سنجد من أشترى سوار أليسون المزيف |
Jenna'nın, neden Alison'ın cenazesinde olduğunu merak ediyorduk, hatırladınız mı? | Open Subtitles | ربما هذا ماكنا ننتظره " هل تذكرين في جنازة "أليسون |
Bizim yanımızdan Alison'ın mezarına gidene kadar nerede olduğunu biliyoruz, Jenna ile birlikteydin. | Open Subtitles | نحن نعرف أنك كنتي بيننا! وقد وصلتي إلى قبر أليسون, كنتي مع جنا |
Alison'ın ölüyken çekilmiş fotoğrafları var. | Open Subtitles | انه يملك صور لاليسون عندما كانت ميته. |