Katil muhtemelen masadan almıştır. | Open Subtitles | من المحتمل أن القاتل أخذه مباشرة من على المكتب. نعم. |
Belki de katil, Hayes'in peşinde olduğunu bildiği için almıştır. | Open Subtitles | ربّما أخذه القاتل لأنّه يعلم أنّه مسجّل عليه. |
- Belki temizlik görevlisi falan almıştır. | Open Subtitles | كيف يُمكنك أن تكون مغفل هكذا؟ لا أعلم، ربما البواب أخذها أو ما شابة ـ البواب؟ |
Belki de gerçek sebebi örtmesi için çantayı almıştır. | Open Subtitles | ربما أخذها ليضللنا عن الدافع الحقيقي |
Şartlı salıverme kurulu Bay Bartel'in sağlık raporunu almıştır. | Open Subtitles | لقد تلقى مجلس العفو تقريراً عن إصلاح سلوكك |
Kolye hakkında konuştuğumuzu duyan tek kişi oydu. Elbette o almıştır, tamam mı? | Open Subtitles | إنّها الوحيدة التي سمعتنا نتحدث عن القلادة، إنّها بالتأكيد من أخذته |
Temel dansçılardan biri hatıra olarak almıştır diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | ظننتُ أن واحدة من الراقصات الأساسيات أخذتها كتذكار. |
Başkası almıştır ...sende başkasınınkini al. | Open Subtitles | لا بد أن أحدهم قد أخذه أرتدي حذاء أحدهم إذًا |
Muhtemelen yine şehir dışında iş almıştır ve yolda uyumak için kenara çekmiştir. | Open Subtitles | لا بد أنه ذهب للمنطة الشمالية من المدينه مرة أخرى ربما أخذه النوم بطريقه للعوده |
Belki otelde kalan ya da çalışan biri almıştır. | Open Subtitles | ربما أخذه شخص يقيم في الفندق أو يعمل هناك |
Belki de tedaviyi çoktan almıştır. | Open Subtitles | ربّما أخذه بالفعل. ربّما أخذوه جميعاً |
Muhtemelen ölü bir Amerikalıdan almıştır. | Open Subtitles | لعله أخذه من أمريكي ميت |
- Bakirelerin Bakiresi. - Bernadette buradan biri almıştır diyor. | Open Subtitles | قالت برانديت أن أحداً ما أخذها |
Eğer birileri bedeni aldıysa, bir neden için almıştır. | Open Subtitles | ,إن كان أحدهم أخذ الجثة فقد أخذها لسبب |
Geri döndüğümde kayıptı. Muhtemelen tetikçi almıştır. | Open Subtitles | لقد إختفت حين عدت لابد أن القناص أخذها |
Siz daha iyi bilirsiniz tabii ama belki de onları Zapata almıştır. | Open Subtitles | أنتم المحترفون فى هذا المجال ولكن من الممكن أن "زاباتا" أخذها |
Birisi yanlışlıkla almıştır. | Open Subtitles | حسناً, ربما شخصٌ ما أخذها بالخطأ |
Yani Gatz kendini öldürmeden beş dakika önce bir görüşme yapmış ki çok tuhaf çünkü buraya geldiğinde polis telefonunu almıştır. | Open Subtitles | اذن غيتز قبل ان يقتل نفسه بخمس دقائق كان قد تلقى اتصالاً وهذا غريب جداً لانه قبل ان يأتي هنا |
-Şüphelinin kendisi kötü haberler almıştır. | Open Subtitles | نفترضُ أنَّ الشخصَ المطلوب تلقى أخباراً سيئةً بالفعل |
Cal parayı vermemiştir. O da ondan almıştır. | Open Subtitles | وكال لم يعطها المال ، وهي أخذته |
Sanırım o sırada almıştır. | Open Subtitles | (أتحدث مع (أيلزا أعتقد فى هذه اللحظه أخذته |
Yumurtayı nasıl koruduğunu göz önüne alırsak bahse girerim o almıştır. | Open Subtitles | الطريقة التي كانت تحمي بها البيضة. أعتقد بأنها أخذتها. |
Belki listesini başka bir eskorttan satın almıştır. | Open Subtitles | اذن ربما جانتينا اشترت لائحة زبائنها من مومس آخرى |
Belki de sadece senden hoşlandığı için almıştır. | Open Subtitles | ربما أشترت المخلل من أجلك لأنها معجبة بك |