"almak zorundayım" - Traduction Turc en Arabe

    • يجب أن آخذ
        
    • عليّ أخذ
        
    • عليّ أن آخذ
        
    • لا بد لي من
        
    • أريدكِ أن تنقلي
        
    • علي أن أقل
        
    Pekâlâ, biraz kan almak zorundayım. - Senden de doktor. Open Subtitles حسنا , يجب أن آخذ عينة من الدم أنت أيضا دكتور
    Hat boyunca diğer pozisyonları rahatlatmak için bu adamları aşağı almak zorundayım. Open Subtitles يجب أن آخذ هؤلاء الرجال لنستبدل جنود آخرين في مواقع اُخري
    Korkarım silahlarınızı almak zorundayım. Open Subtitles للأسف.. من الواجب عليّ أخذ تلك الأسلحة
    10 gün boyunca antibiyotik almak zorundayım. Open Subtitles عليّ أخذ مضادات حيوية طيلة 10 أيّام
    Evindeki eşyalarımın gerisini almak zorundayım. Open Subtitles عليّ أن آخذ بقية حاجياتي من منزلك
    Evet, Shea'yı okuldan almak zorundayım, çocuk bakıcısı Joey'ı alacak. Open Subtitles نعم , لا بد لي من اختيار الشيا حتى في مرحلة ما قبل المدرسة , وبالتالي فإن حاضنة يحصل جوي .
    Sadede gelin. Komiser yardımcısı Batista'yı Cinayet Masası'ndan almak zorundayım. Open Subtitles أريدكِ أن تنقلي الرقيب (باتيستا) إلى قسم غير القسم الجنائيّ
    Ben gidiyorum. Çocuklarımı almak zorundayım. Open Subtitles أنا سأغادر علي أن أقل أولادي
    Filmi almak zorundayım. Fotoğraf makinesi sende kalsın. Open Subtitles يجب أن آخذ الفيلم لا؛ احتفظ بها
    Sanırım Gavin Belson'dan parayı almak zorundayım. Open Subtitles أعتقد أنه يجب أن آخذ المال .(من (غافين بيلسون
    Ve bir gün işteydim ve TED'de Stefan Sagmeister'ın bir konuşmasını gördüm konuşmanın adı "Çalışmaya Ara Vermenin Gücü" idi ve her yedi yılda bir yaratıcı projelerini gerçekleştirmek için işten bir yıl izin aldığını anlattı ve ben anında ilham aldım ve "Bunu yapmak zorundayım. Bir yıl izin almak zorundayım," dedim. TED في أحد الأيام كنت في العمل، وشاهدت محادثة لستيفان ساغمايستر في TED، وكان يطلق عليها "أهمية الاجازة" وتحدث عن كيف أنه في كل سبع سنوات، كان يأخذ إجازة من العمل لسنة حتى يتمكن من القيام بمشاريعه الإبداعية، ولقد ألهمني على الفور، وقلت "يجب أن أفعل ذلك. يجب أن آخذ إجازة لسنة.
    Maalesef resmi bir evlat edinme ve güncel bakım ruhsatınız olmadan üzgünüm ama Callie'yi evden almak zorundayım. Open Subtitles للأسف بدون عملية التبني وبدون رخصة حالية للتبني أسفة ولكن عليّ أخذ (كالي) من المنزل
    Eee, şimdi bunu almak zorundayım ve... Open Subtitles عليّ أخذ هذا، و...
    Eee, şimdi bunu almak zorundayım ve... Open Subtitles عليّ أخذ هذا، و...
    Evet, bütün kitaplarımı yanıma almak zorundayım. Open Subtitles نعم، يجب عليّ أن آخذ كل كتبي إلى البيت
    Alacak olsan "İçkinizi almak zorundayım efendim." derdin. Open Subtitles لأنه كان عليك أن تقولي "عليّ أن آخذ شرابك يا سيدي"
    Çünkü öyle olsaydı "İçeceğinizi almak zorundayım beyefendi" ya da "O içeceği almak zorundayım beyefendi" derdiniz ama ikisini de demediniz. Open Subtitles لأنه كان عليك أن تقولي "عليّ أن آخذ شرابك يا سيدي" "أو "سآخذ شرابك يا سيدي
    Hyde'ın yaptığı şeylerin sorumluluğunu almak zorundayım. Open Subtitles لا بد لي من تحمل المسؤولية لماذا هايد.
    Affedersiniz, bir günlük izin almak zorundayım. Open Subtitles آسف، لا بد لي من يوم عطلة
    Zola'yı kreşten almak zorundayım ve Derek şehir dışında, o yüzden her şey yoluna girmek zorunda. Open Subtitles علي أن أقل (زولا) من الحضانة، و(ديريك) خارج المدينة لذا علي أن أكون بخير.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus