Sayın başkan, son bir yıl içinde dünya altüst oldu. | Open Subtitles | سيدي الرئيس, في العام الماضي إنقلب العالم رأساً على عقب |
Ve sonra her şey altüst oldu. Ben üst ve onlar da alt. | Open Subtitles | ثم ينقلب كل شئ رأساً على عقب أنا الرأس وهما العقب |
Burayı altüst etmiş olmanız dışında bana söyleyebileceğiniz birşey var mı? | Open Subtitles | هل هناك شيء يمكنك اخباري به? الا اذا اردت ان تقلب هذا المكان رأسا على عقب? |
Veya bu bahçe altüst edilip, Olga Seminoff'un mezarını bulduğumuzda. | Open Subtitles | او عندما نقلب الحديقة لنكشف مكان الاستراحة الاخير ل اولجا سيمنوف ؟ |
Bir şeyler konusunda böyle düşünmeye başladığında, dünyan altüst olur. | Open Subtitles | مجرد ما تبدأ, بالتفكير بشيء ما بطريقة جديدة فإنه يقلب عالمك أسفل و أعلى |
Sonra, hayatımıza tekrar girdiği zaman bir daha altüst olduk. | Open Subtitles | وحينما عادت لحياتنا انهرنا من جديد |
Berbat durumdayız. Her şey altüst oldu. Birilerinin bunu düzeltmesi gerek. | Open Subtitles | الوضع مُضطرباً راساً على عقب ويجب على شخصاً ما إعادة الآمور لنصابها الصحيحة |
Hayatım altüst oldu. Bir dakika önce aşk şarkıları söylüyorsun. | Open Subtitles | حياتي كلها تحولت رأساً على عقب ، في دقيقة أنت تغني أغاني للحب |
Sonra bu yağmalayıcılar geldi ve yarattığı her şeyi aldılar ve altüst ettiler. | Open Subtitles | واخذوا كل ما فعله وقلبوا كل شيء رأساً على عقب |
İşleri değiştireceği kesin. Her şeyi altüst eder. | Open Subtitles | سوف تتغير الأمور طبعاً سوف تقلبها رأساً على عقب |
İşaretimizle, bu ülke altüst edilecek. | Open Subtitles | . بإشارتنا, ستقلب اوضاع هذه البلاد رأساً على عقب . بإشارتنا, ستقلب اوضاع هذه البلاد رأساً على عقب |
"Sanki doğal dünya altüst olmuş gibi." Lord Mandrake. | Open Subtitles | وكأن عالم الطبيعة قد انقلب رأساً على عقب |
Sadece seni inine götürüp, altüst ettikten sonra yumurtalarını içine depolamak istemediğine emin misin? | Open Subtitles | هل أنتَ متأكد أن ما تريده منكَ ليس فقط أن تأخذكَ إلى عرينها وتعلّقك رأساً على عقب تم تودع فيك بويضاتها؟ |
Ama evi altüst etmiş. Belli ki bir şey arıyor. | Open Subtitles | رغم بإنّه قلب هذا المكان رأسا على عقب أيّ يعني هو كان يبحث عن الشيء. |
Burayı altüst ettik, değil mi? | Open Subtitles | أنا وأنت درنا هذا المكان رأسا على عقب ، أليس كذلك ؟ |
Yetkililere gidip kadının hayatını altüst etmeden önce kızın için oldukça önemli olan bir arkadaşlığı mahvetmenden bahsetmiyorum bile, başka bir çıkar yol yok mudur? | Open Subtitles | قبل أن تذهبي إلى السلطات، وتقلبي حياة هذه المرأة رأسا على عقب ناهيك عن تدمير صداقة مهمة لابنتك |
Eğer mantıklı davranırsak, planlarını altüst edebiliriz. | Open Subtitles | إنْ فكّرنا بصورة منطقية، بمقدورنا أن نقلب عليهم الطاولة. |
- Burayı altüst etmemiz lazım. | Open Subtitles | أعتقد إذاً أن علينا أن نقلب هذا المكان رأساً على عقب. |
Hayatımızı cidden altüst etmemizi mi öneriyorsun? | Open Subtitles | هل تقترحين أن نقلب حياتنـا رأساً على عقب؟ |
Böyle kişileri genç yaşta kaybetmek dünyanı altüst eder. | Open Subtitles | خسارة الأولياء في سن صغيرة يقلب عالمك رأسا على عقب |
Tüm dünyaya kim olduğumu söylemek, yalnızca herkesin hayatını altüst eder. | Open Subtitles | إخبار العالم أجمع من أنا إنه من شأنه أن يقلب حياة الجميع |
Hayatımızı altüst etmek istiyor. | Open Subtitles | إنه يريد أن يقلب حياتنا رأسا على عقب |
Alice kaçırıldığında altüst olmuştuk. | Open Subtitles | أتعلمين, حين تم اختطاف (آليس) انهرنا على أثر الجرح |
Berbat durumdayız. Her şey altüst oldu. Birilerinin bunu düzeltmesi gerek. | Open Subtitles | الوضع مُضطرباً راساً على عقب ويجب على شخصاً ما إعادة الآمور لنصابها الصحيحة |