Diyabet dediğin hastalık altın bir saat olsaydı senin için iyi bir kanıt olurdu. | Open Subtitles | حسنا انها حجة عظيمة ان كان للسكري ساعة ذهبية |
Sanırım altın bir saat beklemek fazla olur. | Open Subtitles | أفترض أن ساعة ذهبية ستكون أكثر بكثير مما آمل منكم |
Üstünde maktulün baş harfleri yazılı olan altın bir saat, tutma yeri fildişinden olan zarif bir sustalı bıçak ve gene üzerinde maktulün baş harfleri yazılı bir kıyafet." | Open Subtitles | "ساعة ذهبية تحمل الحرف الأول من اسم الضحية" "و سكين ثمين ذو قبضة عاجية" "و معطف نُقش على أحد أكمامه اسم الضحية" |
Bana ondan sadece altın bir saat ve bu şapka kaldı. | Open Subtitles | كل ماتركه هو ساعة. ذهبية وهذه القبعة |
Belki de parti düzenler ve bana altın bir saat verirlerdi. | Open Subtitles | ربما سيحتفلون بي وسيعطونني ساعة ذهبية |
altın bir saat takıyor. Getir onu bana. | Open Subtitles | انه يرتدي ساعة ذهبية احضرها لي |
altın bir saat ve kabarık bir çek verecekler. | Open Subtitles | هاك ساعة ذهبية وشيك بمبلغ ضخم. |
Kolunda pahalı altın bir saat vardı Philippe Badeaux marka. | Open Subtitles | لقد كان لديه ساعة ذهبية غالية الثمن "من نوع "فيليب بادوكس |
Sana altın bir saat getirmeliydim. | Open Subtitles | كان علي أن أحضر لك ساعة ذهبية |
Bir emeklilik partisi ve altın bir saat mi? | Open Subtitles | حفلة تقاعد ... ساعة ذهبية |
altın bir saat. | Open Subtitles | ساعة ذهبية. |
altın bir saat. | Open Subtitles | ساعة ذهبية. |