| O bankada 16 milyon dolar değerinde altın var tatlım. | Open Subtitles | هناك ذهب قيمتة 16 مليون دولار فى هذا البنك , يا عزيزى |
| Daha fazla altın var ve yerlerini biliyorum. | Open Subtitles | هناك ذهب أكثر وأنا فقط الذي يعرف مكانه |
| Benim ağzımda oradakinden daha çok altın var. | Open Subtitles | يوجد ذهب في فمي أكثر مما يوجد في ذلك المكان. |
| Kaliforniya'da altın var. Burada kalırsak... | Open Subtitles | يوجد ذهب فى كاليفورنيا لو بقينا هنا |
| Burada bundan sonraki 3 nesil Makedon ordusuna yetecek kadar altın var. | Open Subtitles | لدينا ما يكفي من الذهب هنا لتمويل الجيش المقدوني لثلاثة أجيال قادمة |
| Tapınakta altın var. 10 atın taşıyacağından fazla hem de. | Open Subtitles | توجد كميه من الذهب في المعبد تنوء بحملها عشرة خيول |
| Sokaklarda altın var. Birinin gelip kürekle götürmesini bekliyor. | Open Subtitles | هنالك ذهبٌ في الشارع، ينتظر أن يأتي أحد ويستخرجه، ولكن أنا؟ |
| Patron, gerçekten orada altın var mı? | Open Subtitles | يا معلم , هل هناك ذهب بالفعل ؟ |
| Oh, bak, bak! altın var! Hadi! | Open Subtitles | انظري انظري هناك ذهب هيا الذهب |
| - Çok aceleci davranma. Batıda altın var. | Open Subtitles | لا تتسرعوا في الحكم هناك ذهب في الغرب. |
| Altın kemerlerin sonunda alınacak çok altın var. Altın kemerler. | Open Subtitles | هناك ذهب ستحصلوا عليه في نهاية الأقواس الذهبية... |
| Kalede hem senin hem de benim için altın var. | Open Subtitles | في الحصنِ هناك ذهب لَك ولي. |
| Kadının arazisinde altın var. | Open Subtitles | هناك ذهب في عقار المرأة |
| Burada altın var demişti. Yalan söyledi. | Open Subtitles | لقد قال انه يوجد ذهب هنا لقد كذب |
| Daha çok altın var ve yerini ben biliyorum | Open Subtitles | يوجد ذهب أكثر خلف هذا الممر |
| Bu tepelerde altın var. | Open Subtitles | يوجد ذهب في هذه التلال |
| Bu kalede saklanmış vaziyette 200 külçe altın var. | Open Subtitles | توجد 200 قطعة من الذهب مخبأة فى هذة القلعة |
| Bunu düşünün, bu arabalarda Yellowstone'daki tüm sorunlarımızı çözecek kadar altın var. | Open Subtitles | هناك الكثير من الذهب هناك لحل جميع مشاكلنا. |
| Dişlerinde bayağı altın var, Clarence. | Open Subtitles | يوجد الكثير من الذهب فى اسنانهم , كلارنس |
| Burada altın var. | Open Subtitles | هنالك ذهبٌ هنا |
| Oradaki gemi batığında 100 milyon dolarlık altın var. | Open Subtitles | مئه مليون من الذهب في مكان ما بين الحطام |