"altına" - Traduction Turc en Arabe

• أسفل
• الذهب
• ذهب
• اسفل
• تحته
• تحتَ
• رهن
• بالذهب
• سرواله
• بأسفل
• تحتها
• بنطاله
• للذهب
• سروالك
• بنطالك

Bir de yığının en altına saklanmıştı. Çok zekice bir saklama yeri.
و قد كان مخبأ في أسفل كومة الحطب , مكان اخفاء عبقري

Adamın cebinde küçük bir şişe vardı, onu arabanın koltuğunun altına sıkıştırmış.
الرجل كان لديه قنينه من المتفجرات فى جيبه ووضعها أسفل مقعد السيارة

Masanın altına sakız yapıştırmak yok, ve masanın altındaki sakızları çiğnemek yok
لا تلصقو العلكة أسفل الطاولة ولا تخبئو العلكة التي تأكلونها تحت الطاولة

Ve olan şuydu -- ve altına Hücum yıllarca devam etti.
والذي سيحدث هو . . أن هَجْمَة الذهب قد استمرت لأعوام.

Dokunduğum her şeyi nasıl olup da altına döndürebildiğimi yazmak istiyorlar.
تريد أن تكتب عن لماذا كل شيء ألمسه يتحولُ إلى ذهب

Yemek pişireceğin bir şeyi zehrin altına koymak çok akıllıca.
هل هو مكان جيد لوضع شيء يطبخ الطعام اسفل سم؟

altına odunları yığdık, ...sonra da onu kemiklerine değin yaktık.
وكدسنا خشباً تحته وبعد ذلك قمنا بحرق اللحم من عظامه

O yuvarlak şeylere lastik denir ve arabanın altına takılır!
هذه الأشياء المستديرة تدعى إطارات وهى توضع فى أسفل السيارة

Belki de klitorisinin altına saklanmalıyım, orada beni asla bulamaz.
ربما يتوجب علي الإختباء أسفل بظرك لن يعثر علي أبداً

Mallory, çok küçükler. Dizlerinin altına hedef al, saat 10 yönünde.
لا يا مالوري ، إنهم قصار صوبي أسفل قليلا لليسار قليلا

Tamam, ama geri döndüğünde bu çarşafın altına girip anne ayıyla ilgileneceksin.
حسناً,لكن عندما تعود انت ستنزل زحفاً أسفل هذه الشراشف وتعتني بأم الدب

Teknik, hasmının başının üzerine uzanmak ve çeneni kanat kabuğunun altına geçirmektir.
تكمن البراعة بأخذ مكانٍ فوق رأس الخصم وغمد أفكاكه أسفل أغطية أجنحته.

Kararsızlığı, çöküntüyü, geçici çözümleri ve halının altına süpürdüğümüz pislikleri yansıtırlar.
تعكس التقلب، الشقوق، الحلول المؤقتة، و الأوساخ التي ننظفها أسفل السجاد

Çoğu yüzeyin altına doğru, kas dokunun içine kadar işlemiş.
أغلبها تكون أسفل السطح كثيرا و تتعمق في أغشية العضلات.

Büyük miktar altına ebedi seyahatten daha fazla ilgi duyan hırsızlar vardı.
كان هناك اللصوص الذين يهتمون بسرقة الذهب اكثر من اهتماممهم بالرحلة الابدية

Buna altına karşılık para deniyor, beş parasız kızlara sempati değil.
إنه محل لتبديل الذهب بالمال ليس محلًا للتعاطف مع الفتيات النحيلات

Dokunduğun her şeyi nasıl olup da altına çevirebildiğimi yazmak istiyorlar.
تريد أن تكتب عن لماذا كل شيء ألمسه يتحول إلى ذهب

Root, geç kaldın ve her zamankinden daha sarhoşsun. Hemen merdivenlerin altına geç.
لقد تأخرت يا روت انت ثمل اكثر من اللازم اذهب اسفل المسرح الآن

Erkenden buraya geldiğini söylerdi... ve altına oturup şiirler yazarmış.
قالتْ بأنّها كَانتْ تُصبحُ هنا مبكراً... ويَجْلسُ تحته ويَكْتبُ القصائدَ.

Normalde hiç giymediğin cübbenin altına bir sandviç sakladın...
تُخفي سندويشاً تحتَ رِدائِكَ الكَهَنوتي، الذي لَم تَرتديه من قَبل

Seattle Polis Departmanının Turner'ı gözetim altına almalarına izin verme anladın mı?
لا تتدع شرطة سياتل أن تضع ترنر رهن الإعتقال هل تفهمنى ؟

altına ihtiyacınız varsa,sizde kasın. Altının benim için hiçbir değeri yok.
احتفظوا بالذهب إنْ شئتم فما هو إلّا نفايات مِنْ بطن الأرض

Gidip arkadaşlarına büyük iğrenç doktoru altına nasıl yaptırdığını övünerek anlatırsın.
ستذهب و تتفاخر أمام أصدقائك بأنك جعلت الطبيب السئ يبلل سرواله

İnsanlar gölleri, kanalları yüzüyor, trenlerin altına gizleniyor, arabalara saklanıyor, ateş altında bariyerlere tırmanıyordu.
،سبح الناس عبر البحيرات ،والقنوات، تشبثوا بأسفل القطارات تخفوا داخل السيارات، تسلقوا الحواجز تحت ضرب النار

Yazık oldu, çünkü pijamamı kıyafetlerimin altına giyerim. Mayomu pijamamın altına.
سيّء جدّا لأنّي ألبس بالفعل منامتي تحت ملابسي وسروال السباحة تحتها.

Elbette altıma işedim.Benim yaşımda herkes altına işer.Bu son modadır.
طبعاً فعلت ، في مثل عمري الجميع يتبول على بنطاله ، هذا أروع شيء

altına verdiğim değer, senin onunla olan yarar sağlayacak bağın beni zaptetti, anlıyor musun?
القيمة التي أعطيتها للذهب تقيدني عن ذلك ومرفقاتك ترتب بها

Bir çok insan yapardı ama sen adam gibi dikilip altına işedin.
الكثير من الناس كانت لتفعل، لكنك وقفت هنا كرجل وتبولت في سروالك.

Öyle de altına yapıyorsun. Artık bizim altımızda bir şey yok.
تغوطي في بنطالك أيضا لم يعد هناك ما هو دني علينا