| Ve fark ettim ki sanki hâlâ gözetim altındaymış gibi yürüyordu, fakat yürüyüşüne hayran kalmıştım. | TED | وأدركت أنه يمشي كما لو أنه كان تحت المراقبة ولكن أعجبتني مشيته |
| Adam Allah bilir kaç yıldır yerin altındaymış. | Open Subtitles | ان الرجل كان تحت سطح الارض، لمده لا احد احد يعلمها |
| 300 milyon yıl önce buralar hep su altındaymış suların çekilmesiyle karanın bir parçası olmuş. | Open Subtitles | ،قبل 300 مليون عام ،كل هذا كان تحت الماء مغمور في بحر عميق. |
| Peynir rendesi, yatağın altındaymış. | Open Subtitles | لقد إتّضح أن أداة تقطيع الجبن كانت تحت الفراش. |
| En azından son birkaç gündür suyun altındaymış. | Open Subtitles | وهي كانت تحت الماء على الأقل لبضعة أيام، و |
| Diyeceğim o ki bu şeylerin çoğu bir yılı aşkın süredir su altındaymış. | Open Subtitles | لذا فإن معظم هذه الأدوات كانت تحت الماء لأكثر من عام |
| Kayıp para, silah ve hatta Saddam'ın sarayındaki uyuşturucular yüzünden tetkik altındaymış. | Open Subtitles | حيت كان تحت التدقيق من اجل اموال مفقودة اسلحة مفقودة, حتى بعض السجاد من قصر صدام |
| Anladığım kadarıyla, son bir kaç haftadır oldukça baskı altındaymış ve eve geç gidiyormuş. | Open Subtitles | حسب ما سمعتُ أنه كان تحت ضغط العمل خلال الأسبوعين الماضيين، لذلك كان يعود إلى بيته في وقتٍ متأخر. |
| Uzun zamandır toprağın altındaymış, ama birisi onu mağaraya götürmüş. | Open Subtitles | كان تحت الأرض لفترة طويلة لكن شخصاً ما أخذه إلى الكهف |
| Hasta hiçbir şey hissetmemiş Anestezi altındaymış | Open Subtitles | لم يشعر المريض بشئ كان تحت التخدير |
| Kanepenin altındaymış. Gel buraya. İçeride lazımsın bana. | Open Subtitles | كان تحت الاريكة هيا ادخل ، احتاجك هناك |
| Tom'un mektuplarının altındaymış. | Open Subtitles | "لقد كان تحت بريد "توم و لقد بحث عنه في كل مكان |
| Başından beri soğuk sandviçlerin altındaymış. | Open Subtitles | لقد كان تحت اللحوم الباردة طيلة الوقت. |
| Bu iblis başka birinin kontrolü altındaymış. | Open Subtitles | - ...هذا الشيطان كان ...تحت سيطرة شخص آخر |
| Hayır, yerin altındaymış. | Open Subtitles | لا.. لقد كان تحت الأرض |
| Uzay gemin uzun zamandır su altındaymış. | Open Subtitles | ...سفينتك بدت أنها كانت تحت الماء لمدة طويلة |
| Hayır. Bu kemikler trenin altındaymış. | Open Subtitles | لا هذه العِظام كانت تحت القِطار |
| "...cinayet gecesi reçeteli ağrı kesici ve şampanyadan... "...oluşan akıl bulandırıcı bir kokteylin etkisi altındaymış." | Open Subtitles | "كانت تحت تأثير خليط قوي من المسكنات الطبية والشمبانيا ليلة الجريمة." |
| Bütün herşey kontrolü altındaymış, bu onun ilk cinayeti değil. | Open Subtitles | الـأمور كانت تحت سيطرتـه تمامـاً. |
| Kendi reklamının altındaymış. | Open Subtitles | لقد كانت تحت لوحتها الإعلانية |