Daha yeni ve iyi sistemler için miras kalan altyapının bulunmaması sıçrayış yapmalarını sağlayabilir. | TED | وبإمكانها تخطي غياب البنية التحتية القديمة ليحل مكانها مباشرة أفضل الأنظمة وأجددها |
Fakat bugün sonunda altyapının, üzerinde uzlaşılan ve halkın yerleştirmek istedigi birşey olduguna inanıyorum. | TED | لكن الان اعتقد ان الجميع متفق ان البنية التحتية هو شيء يجب انجازه |
Ve bu şimdi altyapının kabul gördügü zihniyetteki bir degişimdir. | TED | و يعتبر هذا تغيرا في العقلية حيث أصبحت البنية التحتية الآن مقبولة |
Anayasanın hiçe sayıldığı, toplum örgütlerinin yok olmaya yüz tuttuğu, altyapının bozulduğu, uzun dönemde yaşanan büyük sessizlik sadece üniversitelerle sınırlı kalmadı. | TED | صمت الجليد عانينا في وجه التمزيق من الدستور، وانهيار مؤسساتنا العامة، تدهور البنية التحتية لا يقتصر على الجامعات. |
Ekonomik büyüme için altyapının çok önemli olduğuna inanıyorsanız büyümeyi desteklemek için güçlü bir hükümetin gerekli olduğunu düşünüyorsunuzdur. | TED | وبإعتقادك بأن البنى التحتية هي أساس التنمية الإقتصادية, لا شك أنك ستؤيد فكرة وجود حكومة نافذة لترقية النمو. |
Ve eğer, en önemli ve kendi geliştirdiğiniz varlık olan ekolojik altyapıyı bir taraftan yok ediyor veya sürekli tahrip olmasına izin veriyorsanız, diğer taraftan aynı ekolojik altyapının gelişmesi için çalışabilecek bir model geliştiremezsiniz. | TED | ولا يمكن ان يكون لديك نموذج جيد للتطور اذا كنت في نفس الوقت تقوم بتدمير او تساهم في تدهور اصول , الاصول الاهم, والتي تمثل اصول التطور تلك هي البنية التحتية اليكولوجية |
altyapının kalitesiyle ilişkisi yoktu. | TED | لم ترتبط بنوعية البنية التحتية. |
Güney derken; Latin Amerika, Afrika, Asya gibi şiddetin tırmandığı, altyapının alarm verdiği ve idari erkin varlığının değil özleminin duyulduğu yerleri kastediyorum. | TED | أعني بالجنوب أمريكا اللاتينية وأفريقيا وآسيا حيث يتسارع العنف في بعض الحالات وحيث البنية التحتية تتحمل فوق طاقتها وحيث الحكومات في بعض الأحيان مبتغى وليس واقعًا. |
Ve sonra New York'taki High Line parkına bakıyoruz, daha iyi bir şey ortaya çıkarmak için mevcut altyapının yeniden canlandırma yoluyla mükemmel kullanımı ki bu da New York'un sembolü olan yeni bir park. | TED | ثم ننظر الى حديقة الخيط الرفيع في مدينة نيويورك إستخدام ممتاز لإعادة تخيل البنية التحتية الموجودة لشئ جيد، الذي هو حديقة جديدة كليةً لمدينة نيويورك |
Oysa, Flickr yöntemini kullanıp da, işbirliğini, altyapının içine yerleştirirseniz, insanları olduğu gibi bırakırsınız, bireyleri probleme göndermek yerine, problemi bireyleri getirirsiniz. | TED | عندما تبني تعاون ما داخل البنية التحتية ، الذي هو إجابة فليكر ، فيمكنك ترك الناس حيث هم وتأخذ المشكلة الى الأفراد بدلاً عن أخذ الأفراد الى المشكلة . |
Bir tanesi Madison'a -Madison bunu çok sevemeyecekti- Hamilton'un altyapının Newton'u olduğunu söyledi. | TED | أخبر أحدهم (ماديسون)، الذي لم يرغب في الدساتير كثيرًا، بأن (هامليتون) كان بمثابة (نيوتن) بالنسبة إلى البنية التحتية. |
Atlanta banliyösünde yetiştiğimden, ki burası genişçe otoyolların ve otomobillerin ve geniş alanların tipik olduğu bir bölge, Paris, çevremde oluşan dünyayı anlama şeklimi temelden değiştirdi ve altyapının işlevi konusunda takıntılı hâle geldim -- Bu sadece insanları A noktasından B noktasına taşımak değil, bu sadece su, atık su veya enerjinin nasıl iletildiği de değil, ama ekonomimizin temelidir. | TED | كوني ترعرت في ضواحي (أتلانتا)، منطقة مبنية إلى حد كبير من الطرق السريعة والسيارات وبسُمعة كطفل مدلل للتمدد، (باريس) غيرت بشكل جذري طريقة فهمي لتركيبة العالم من حولي، وأصبحت مهووسا بدور البنية التحتية أنها ليست مجرد وسيلة لتحريك الناس من نقطة (أ) إلى نقطة (ب)، أنها ليست مجرد وسيلة لنقل المياه أو المجاري أو الطاقة، ولكنها الأساس لإقتصادنا. |
Eğer altyapının önemine inanıyorsanız "Ülke 1 Çin olmalı" dersiniz. | TED | فإذا كنتم من مؤيدي نظرية أهمية البنى التحتية, عليه ستكون إجابتكم, "أن الدولة رقم 1 لا محالة هي الصين. |