Fakat iyi bir amaç uğruna sarhoş oluyoruz, değil mi? | Open Subtitles | لكن ما زالنا جميعاً سكارى لقضية إنسانية صحيح؟ |
Hayır, iyi bir amaç uğruna ülkene dönmek için. | Open Subtitles | لا، رقص في الموطن الأصلي. لقضية إنسانية. |
Bir amaç uğruna, kendini bu denli bileyen biriyle daha önce hiç tanışmamıştım. | Open Subtitles | لم يسبق لي أن في حياتي اجتمع أخرى إنسان ذلك تماما على شكل لغرض واحد. |
Ruhu kötü bir amaç uğruna kullanılıyorsa en fazla 1-2 günü var. | Open Subtitles | إن كان جسدها يُستخدم لغرض شرير، فإنها لا تمتلك الكثير من الوقت.. يومان بالكثير |
Bunun güzel yanı, herkesin aynı amaç uğruna çalışıyor olması. | Open Subtitles | لكن الأمر الجيد هو أننا نعمل من أجل قضية واحدة |
Sadece bir amaç uğruna ülkemizi güvende tutmak adına. | Open Subtitles | و هذا من أجل هدف واحد أن نحافظ على أمن وطننا |
Bir amaç uğruna savaşan insanları kaybetmek nedir bilirim. | Open Subtitles | أعرف ما يعنيه أن تفقد شخص كان يقاتل من أجل سبب. |
Böylece o kirli para da iyi bir amaç uğruna harcanmış olur. | Open Subtitles | وجميع أموالهم القذرة ستذهب لقضية خيّرة |
Bir amaç uğruna Küba politikasına ne oldu? | Open Subtitles | ماذا حدث؟ السياسة الكوبية لقضية ما؟ |
-Güzel bir amaç uğruna yapacaksın. | Open Subtitles | آدام ؟ أنها لقضية جيدة |
Bunu kim topladıysa bir amaç uğruna yaptı. | Open Subtitles | كل من جمعها هنا, فعل ذلك لغرض. |
O çantadan çıktığımdan beri her gün bir amaç uğruna uyandım. | Open Subtitles | ... أعني منذ أن خرجت من تلك الحقيبة كُنت أستيقظ لغرض ما |
Sayın yönetim kurulu üyeleri beni buraya bir amaç uğruna gönderdiniz | Open Subtitles | إلى أعضاء المجلس لقد بعثتموني هنا لغرض |
İnanmadığım bir amaç uğruna bir daha vurulmayacağım. Hadi bana yardım et. | Open Subtitles | لن أعرض نفسي للموت مرة أخرى من أجل قضية لا أؤمن بها |
İnanmadığım bir amaç uğruna bir daha vurulmayacağım. Hadi bana yardım et. | Open Subtitles | لن أعرض نفسي للموت مرة أخرى من أجل قضية لا أؤمن بها |
Ama eğer kazanamadıysan ulvi bir amaç uğruna savaşmış olmalısın, çünkü ancak o zaman hatırlanırsın. | TED | ولكن إن لم تستطع الفوز، عليك أن تكافح من أجل قضية نبيلة، ممّا سيخلّد ذكراك. |
Yasadışı gruplardan vardı. Bilirsin, bir amaç uğruna öldüren insanlar. | Open Subtitles | كنت أعمل في المنظمات السريّة حيث يسعى الناس للقتل من أجل هدف |
Hayatının her anında tek bir amaç uğruna kontrol altında tutulmuş olabilir. | Open Subtitles | كل جانب من حياتها تحت السيطرة الكاملة من أجل هدف وحيد. |
Bu oteli kanıt saklamak gibi yegâne bir amaç uğruna inşa ettim. | Open Subtitles | لقد بنيت هذا الفندق من أجل هدف واحد إخفاء الدليل. |
Hiç değilse iyi bir amaç uğruna can verdi. | Open Subtitles | ميوجيل: على الأقل مات من أجل سبب جيد. |