Ona yardım etmeye çalıştığını biliyorum Ama çok geçti artık. | Open Subtitles | أعلم أنك كنت تحاول مساعدتها ولكن كان ذلك متأخر جدًا |
Yanlış anlama, hayatlar kaybedildi Ama çok daha kötüleri oldu. | Open Subtitles | هناك من فقدوا حياتهم، لكن كان هناك مهام اسوء بكثير |
Ama çok fazla içiyordu. Günde 60 sigara. Sürekli öksürüyordu. | Open Subtitles | لكنها كانت تدخن باسراف,60 سيجارة فى اليوم وكانت تسعل دائمآ |
Resif nasıl çalışır? Çok Ama çok basit bir şekilde. | TED | كيف تعمل الشعاب المرجانية؟ حسنا ، انها بسيطة جدا جدا. |
Hayır. Ama çok mantıklı olmuş. Daha önce onu canlandırmıştım. | Open Subtitles | كلا, لكن هذا منطقي للغايه لقد لعبت دوره من قبل |
Biliyorsun, Madelyn, Bu pizzada çok Ama çok heyecan verici. | Open Subtitles | أنت تعلمين ,مادلين أنا أجد هذه البيزا شيقة جداً جداً |
Bunun benim davam olmadığını biliyorum Ama çok endişeleniyorum Dan. | Open Subtitles | أعرف أن هذا ليس حالتي، ولكن أنا ينقط خارجا، دان. |
Ama çok acil. Perşembeye istiyorlar resimleri. | Open Subtitles | لكن الأمر عاجل يريدون الصور بحلول يوم الخميس |
Biraz taşarsa sorun değil, Ama çok taşarsa sürtünmeyi arttırır. | Open Subtitles | بعض التدلي لا بأس به، لكن الكثير منه سيسبب احتكاكا. |
Ama çok pahalıydı. Her bir içki yaklaşık 6.40 dolardı. | Open Subtitles | لكنه كان مكلف جداً كل شراب كان حوالي 6 دولارات |
Ama çok iyi olduğu için mantıklı geldi ve ona işi verdik. | TED | ولكنه كان جيدًا للغاية، كان الأمر منطقيًا، ولذلك منحناه الوظيفة. |
Onu buraya getirip yardım etmeye çalıştık Ama çok geçti. | Open Subtitles | لقد أحضرناها وحاولنا مساعدتها ولكن كان الوقت قد تأخر كثيرًا |
Bu gece gelmeyi çok istiyordu Ama çok önemli bir seçmeye katılacakmış. | Open Subtitles | ارادت ان تأتي هنا اليوم ولكن كان لديها موعد تجارب اداء مهم |
Rasheed üzerindeki etkilerini yok etmeye uğraştım Ama çok geç kalmıştım. | Open Subtitles | حاولت أن اخلص رشيد من سيطرتهم لكن كان الاوان قد فات |
"Hayır"ın anlamını bilmiyordum, Ama çok güzel açıkladı. | Open Subtitles | انا لا اعرف معنى كلمة لا لكن كان اللقاء جيدا |
Kızım, adamı kaldırıma kadar çıkarmış. Ama çok kan kaybetmiş. | Open Subtitles | أخرجته حتى وصلا رصيف المشاة لكنها كانت تنزف دماً سلفا. |
Bizimle kalabilmek için elinden gelen her şeyi yaptı Ama çok hastaydı. | Open Subtitles | لقد فعلت كل ما باستطاعتها لكي تبقى معنا، لكنها كانت مريضة جدا. |
- Ne? Sinemada çalışan gerçekten çok Ama çok tatlı şu çocuk. | Open Subtitles | يوجد شاب وسيم جدا جدا يعمل في القاعة الثانية الخاصة بعرض الافلام |
Ama çok gerçekçiydi. Cinayet hakkında yaptığı uyarı da... | Open Subtitles | لكن ما حدث كان حقيقيا فعلا و هذا التحذير عن الجريمه كان شريرا للغايه |
Bence sen harika bir kadınsın ve çok Ama çok cesursun. | Open Subtitles | و أعتقد بأنكِ أمرأة رائعة و أعتقد بأنكِ شجاعة جداً جداً |
Bilirsin, normalde, bunun için esprili bir cevabım olurdu, Ama çok yorgunum. | Open Subtitles | تعلمون، عادة، كنت أود أن يكون عودة بارع لذلك، ولكن أنا متعب جدا. |
Üzgünüm. Çok Ama çok üzgünüm. Artık gerisi sana kalmış. | Open Subtitles | وأنا آسف، أنا آسف جداً جداً لكن الأمر بين يديكِ الآن |
Kesinlikle olur Ama çok sayıda şişlik iyiye alamet değil 7 tane bitkiden yapılmış bir yağ süreyim | Open Subtitles | لكن الكثير ليس جيدا ، سأدلك قدميك بزيت الأعشاب إنه يقلص التورم |
Ama çok korktuğunu, sarsıntı geçirdiğini ve kimseyle konuşmak istemediğini söyledim. | Open Subtitles | لكنه كان خائفاً جداً ومضطرباً .وهو لا يريد التحدث لأي أحد |
Ama çok cesur davrandı. Hayata bakış açısı değişti. | Open Subtitles | ولكنه كان شجاعاً واكتسب رؤيا عظيمة للحياة. |
Çok Ama çok oldukça ilginç ve belirsiz şeyler. | Open Subtitles | الكثير والكثير من الأشياء المثيرة والغير محددة |
Yaşlı adama yapmak hoşuma gitmedi.. ...Ama çok kötü batmıştı. | Open Subtitles | إسمع، كرهتُ فعل ذلك بالعجوز، لكنّه كان في مأزق كبير. |
Şimdi aklıma gelmiyor ama, çok şey var işte. | Open Subtitles | لا يحضرني شيء الآن ولكن الكثير من الأشياء |
Sancak tarafına dümen kırdırıp motorlara ters manevra yaptırdım... Ama çok geçti. | Open Subtitles | لقد قمت بانعطاف للميمنة و ادرت المحركات العكسية و لكننا كنا قريبين |