Tamam Ama böyle değil. | Open Subtitles | حسناً ، لكن ليس هكذا لقد سمعت ... |
Belki ben de. Ama böyle değil. | Open Subtitles | -ربما تذهبين، وربما أذهب، لكن ليس هكذا |
İstiyorum, Ama böyle değil. | Open Subtitles | أريد ، لكن ليس هكذا |
Demek istediğim... Yani pek çok bayan sevdim, Ama böyle değil. | Open Subtitles | أعني، لقد أحببت الكثير من السيدات لكن ليس بهذه الطريقة |
Evet, Ama böyle değil. | Open Subtitles | حقاً , ولكن ليس هكذا |
Ama böyle değil! Zamana ihtiyacım var. | Open Subtitles | لكن ليس هكذا احتاج الى وقت |
Binlerce kez nasıl olacağını düşünmüştüm, Ama böyle değil. | Open Subtitles | "تصوّرتُه بألف صورة، لكن ليس هكذا" |
Evet Ama böyle değil. | Open Subtitles | نعم ، لكن ليس هكذا |
Elbette istiyorum Ama böyle değil. | Open Subtitles | بالطبع أريد لكن ليس هكذا |
İstediğim bu Ama böyle değil. | Open Subtitles | أنه كذلك لكن ليس هكذا |
Seninle görüşmeliyim Ama böyle değil. | Open Subtitles | عليّ أن ألتقي بك لكن ليس هكذا |
Ama böyle değil. | Open Subtitles | لكن ليس هكذا |
Ama böyle değil. | Open Subtitles | لكن ليس هكذا. |
- Bilmiyorum, Ama böyle değil. | Open Subtitles | -لست أعرف، لكن ليس بهذه الطريقة |
Ama böyle değil Troy. | Open Subtitles | (لكن ليس بهذه الطريقة يا (تروي |
-Evet, Ama böyle değil. | Open Subtitles | -نعم ، ولكن ليس هكذا |