Ama bu, onun evine taşınmam ya da bu tarz bir şey yapmam... | Open Subtitles | لكن هذا لا يعني بأنني مستعدة للإنتقال معه |
Onda açıkça belli olan bir farklılık var, evet, Ama bu onun bir tehdit olduğunu göstermez. | Open Subtitles | هناك شئ مختلف بشأنها لكن هذا لا يجعلها خطرا علينا |
Evet çıldırmış olabilirim, Ama bu onun için ne hissettiğimi değiştirmez. | Open Subtitles | ربما أكون منزعجة لكن هذا لا يغير شعوري تجاهه |
Ama bu onun iğrenç yumurtalarını yemem gerektiği anlamına gelmiyordu. | Open Subtitles | لكن هذا لم يعني أنه يجب أن آكل بيضها الردئ. |
O zifiri karanlığın içindeki parıltıyı gördü. Ama bu onun zamanıydı. Eminim onun gözlerindeki bu bakışı görmek için tekrar döneceğim. | Open Subtitles | ان الفتاة تنزف و لكن هذا ليس وقتها لتموت و انا واثق اننا سنرى بعض مرة اخرى |
Bu korkunç suçlarla itham ediliyor, Ama bu onun kötü biri olduğunu göstermez. | Open Subtitles | نعم , هي فعلت هذه الجرائم الفظيعة ولكن هذا لا يجعلها شخصاً سيئاً |
Yine tamirci olacak Ama bu onun için iyi olmaz. | Open Subtitles | أن يعود إلى كونهِ ميكانيكياً، لكنهُ لن يكون صحيحاً بالنسبةِ لهُ |
Tamam, garip kız. Ama bu onun katil olduğu anlamına gelmez. | Open Subtitles | نعم، الفتاة تبدو غريبة، لكن هذا لا يجعلها قاتلة |
Ama bu onun söylediklerinin önemli olmadığı anlamına gelmez. | Open Subtitles | لكن هذا لا يعني ما الذي حاول قوله هذا مهم |
Ama bu onun Max'in altındaki eziklerle takılmasına izin vereceğim anlamına gelmez. | Open Subtitles | و لكن هذا لا يعني بأني . سأدعها تمشي على هواها . مع خاسري ماكس |
Evet, kadın benim arkadaşım Ama bu onun ağır seviyede deli saçması olmasını engellemiyor. | Open Subtitles | صحيح انها صديقتي لكن هذا لا يوقفها عن التصرف بحماقة |
Pekâlâ, ikizler ona galeride saldırdı ama bu, onun bu işin içinde olduğu gerçeğini değiştirmez. | Open Subtitles | حسنا ، التوأمين هاجماه في المتحف لكن هذا لا يؤكد عدم تورطه |
Elbette güveniyorsundur. Ama bu onun dışarıda başıboş sikleri patlatmadığı anlamına gelmiyor. | Open Subtitles | بالطبع تثق به لكن هذا لا يعني أنه لا ينتهز الفرص لإقامة العلاقات الجنسية |
Ama bu onun çıkmasına engel olmaz. | Open Subtitles | لكن هذا لا يوقفها ابدا عن الخروج |
Ama bu onun tek günahı değildi, yoksa ben böyle karanlıkta acı çekmeyecektim. | Open Subtitles | لكن هذا لم يكن ذنبها الوحيد لأنه لو كان كذلك لما كنت أعانى من الظلام الآن |
Ama bu onun inancını asla sarsmaz. | Open Subtitles | لكن هذا لم يهز إيمانه قط |
Ama bu onun suçu değildi. | Open Subtitles | لكن هذا لم يكن خطأها |
Ama bu onun şişko kıçını 57 kat aşağıya atman için yeterli bir sebep değildi. | Open Subtitles | لكن هذا ليس بسبب لترمى مؤخرته السمينة من الطابق 57 |
- Evet başım belada. - Ama bu onun suçu değil. | Open Subtitles | ـ نعم انا في مشكله ـ و لكن هذا ليس خطئه |
Ama bu onun hatası değil hemen hemen herkes böyledir. | Open Subtitles | لكن هذا ليس ذنبها معظم الناس هكذا |
Ama bu onun, Los Angeles Sokak temizleyicisi olduğunu göstermez. | Open Subtitles | ولكن هذا لا يعني انه هو لوس أنجلوس الاقتصاص . |
Bilmiyorum Ama bu onun yaptığı en kötü şey değildir. | Open Subtitles | لا اعرف لكنهُ لن يكون أسؤأ ما فعله |