Ama bunu yapmadan önce bundan ders çıkarmış olduğunu ve değişebileceğini görmem gerekiyor. | Open Subtitles | لكن قبل أن أفعل ذلك أحتاج بأن أرى أنكِ تعلمتي وأنكِ قد تتغيرين |
Ama bunu yapmadan önce, Bu işe nasıl başladığımı anlatmak istiyorum. | TED | لكن قبل أن أفعل ذلك أرغب بالحديث عن كيف بدأت هذا المشوار |
Ama bunu yapmadan önce sana bir şey sormak istiyorum. | Open Subtitles | و لكن قبل أن أفعل ذلك أود فقط أن أسألكِ شيئًا واحدًا |
Size son bir gösteri ile veda edeceğim, Ama bunu yapmadan önce, size teşekkür etmek istiyorum, ve küçük düşünün. | TED | سوف أترككم مع مشهد أخير، ولكن قبل أن أفعل ذلك، أود أن أقول لكم شكرا، وفكروا بشكل مصغر. |
...ve Jinnai Chijiiwa öldü Ama bunu yapmadan önce Motome'ye bakmamı istemişti. | Open Subtitles | "ومات "جيناى شيجيوا ولكن قبل أن يموت "طلب منىّ الأعتناء بـ "موتومو |
Ama bunu yapmadan önce -- ve bu benim canımı sıkanlardan bir başkasıdır -- Yoksulun kim olduğu hakkında biraz bahsetmek istiyorum. | TED | لكن قبل أن أفعل ذلك -- وهذا شئ آخر يضايقني -- أرغب بالحديث قليلاً عن من هم الفقراء. |
Ama bunu yapmadan önce, ikinizin gelecekteki zorluklarla yüzleşmeye hazır olduğuna dair kanıt görmem gerek. | Open Subtitles | .... لكن قبل أن أفعل أريد إثباتاً بأنكما الإثنان مستعدّان |
Ama bunu yapmadan önce onlara bir sırrımı söylemem gerekiyor. | Open Subtitles | لكن قبل أن أفعل ذلك... يجب أن أخبرهم بسرّي. |
Ama bunu yapmadan önce... senin hakkında yazdıklarımı okumanı çok isterim. | Open Subtitles | ولكن قبل أن أفعل... أريدك حقاً أن تقرأ ما كتبته عنك... |
Pişmanlık duyunca da itiraf etmek için federal bir avukatla buluşma ayarlar Ama bunu yapmadan önce suçluluk onu yıkar. | Open Subtitles | تغلّب عليه الندم ، وأعدّ لقاءً مع النائب الفيدرالي للإعتراف ولكن قبل أن يتمكّن من فعل ذلك الذنب يدمّره |
- Her şeyi polise itiraf etmeye gidiyordu, Ama bunu yapmadan önce, olanları açıklamak için, senden özür dileyebilmek için seni görmek istedi. | Open Subtitles | كان سيذهب للشرطة ليعترف ولكن قبل أن يفعل ذهب لرؤيتك ليحاول أن يشرح أن يعتذر، بقدر ما يمكنه |