- Doğru ama eşim istiyor. | Open Subtitles | في عيد الشكر الخاص بكم هذا صحيح، لكن زوجتي تريدك |
"Andy, her şey tıkırında oraya gelmeyi istiyordum ama eşim hastalandı." | Open Subtitles | الأمور تمام أردت الحضور هناك لكن زوجتي مريضة |
Bence tesadüf ama eşim Esther doğaüstü güçlerin sebep olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | لكن زوجتي (إيستر) تعتقد أن أنه يوجد قوة غير طبيعية هنا |
Size çok vicdansızca gelebilir ama eşim bunu hayatta kabul etmezdi. | Open Subtitles | ربما يبدو لكما الآن أنني بلا قلب ولكن زوجتي لن تتفهم الأمر ابدا |
Yeğenim evlenecekti ama eşim bana ondan düğünü ertelemesini isteyemeyeceğimi söyledi. | Open Subtitles | بنت اختي كانت ستتزوج ولكن زوجتي قالت بأنه لا يمكنني بأن اطلب منها التأجيل |
Bunu anlamanızı beklemiyorum, ama eşim uzun zamandır evden uzakta. | Open Subtitles | ولا أتوقع أن تتفهّم هذا... لكن زوجي كان غائبًا لمدة طويلة. |
ama eşim buraya gelmemi söyledi. | Open Subtitles | لكن زوجتي من أخبرتني أن آتي هنا. |
Bayan Draper, kusura bakmayın, burası soğuk ama eşim ısıtıcıyı yukarı götürdü. | Open Subtitles | سيّدة (درايبر)، آسفٌ بشأن البرد هنـا لكن زوجتي أخذت زيت التدفأة كلّهُ للأعلى أنا بخير |
ama eşim... Kocasının hatırına köleliğe mahkûm edildi. | Open Subtitles | ...لكن زوجتي - ،لقد تمَّت إدانتها بالعبودية - |
Onu bırakmak istedim, ama eşim... | Open Subtitles | أردت ذلك، لكن زوجتي... |
ben biliyorum, ama eşim burada | Open Subtitles | لكن زوجتي هنا |
"Eğer birileriyle sorun yaşarsan, bunu yüzlerine karşı söylemelisin", ama eşim... | Open Subtitles | "إذا كانت لديك مشكله" "... مع شخص فواجهه ولكن زوجتي" |
Şehir dışında bi evim var, ama eşim New Yorkda bi daire almayı düşünüyor. | Open Subtitles | حسنًا، لدي مكان بعيد عن المدينة، (ولكن زوجتي تفكّر في شقة في (نيويورك |
Ama... eşim burada. | Open Subtitles | ولكن... زوجتي هنا |
Annesi gibi orta çağ uzmanı mı? Hayır, ama eşim öyle. | Open Subtitles | لا، لكن زوجي مختص بها |