| Sizi iş yerinizden aradık Ama kızınız buraya doğru geldiğinizi söyledi. | Open Subtitles | لقد اتصلنا بعملك لكن ابنتك قالت انك في طريقتك لهنا |
| Ama kızınız gelmeyeceğini söylemek için telefon etti. | Open Subtitles | لكن ابنتك اتصلت قائلةً بأنها لن تأتي |
| Ama kızınız bana o şanssız insanları hatırlattı. | Open Subtitles | لكن ابنتك تذكرني بهؤلاء الأشخاص التعساء |
| Bakın, siz beyazsınız Ama kızınız zenci. | Open Subtitles | اسمع أنت أبيض، ولكن ابنتك سوداء. |
| Ama kızınız birkaç gün önce Fort Kennilworth'u arayarak David Collins isimli bir adamı sormuş. | Open Subtitles | ولكن ابنتك اتصلت بـ(فورت كينوليث) منذ أيام تسأل عن رجل يدعى (ديفيد كولينز) |
| Ama kızınız... | Open Subtitles | ولكن ابنتك ... |