Tamam, bu senin için yardımseverlik olabilir, ama onun için çok ama çok fazlası. | Open Subtitles | بالنسبة لك قد يكون هذا إحساناً ولكن بالنسبة لها هو أكثر بكثير |
Yani, bizim için sadece bir oda olabilir ama onun için her gün yeni bir yer sayılır. | Open Subtitles | ؟ أعني ، بالنسبة لنا إنها مجرد غرفة ولكن بالنسبة لها كل يوم مكان جديد لها. |
Bu senin için bir oyun olabilir ama onun için asla. | Open Subtitles | هذه ربما تكون لعبة من أجلك ولكن ليس بالنسبة لها |
Şu gelecek zırvalıkların için değil ama onun için. | Open Subtitles | ليس لأن مستقبلك، ولكن بالنسبة له. |
Dediğim gibi hiçbiri gerçek değildi. ama onun için gerçekti. | Open Subtitles | مثل ماقلت, لم يكن حقيقياً - لكن كان حقيقياً بالنسبة لها - |
Ben dünyaya Vikram'ım. ama onun için ben... | Open Subtitles | ...أنا فيكرام بالنسبة للعالم , ولكني بالنسبة لها |
Bademcik iltihabından step dansına kadar her anını gördüm, onun iyiliği için duyduğun endişeden minnettarım ama onun için neyin iyi olduğunu ben bilirim ve onun ve benim için en iyisi bu meseleyi konuşmak. | Open Subtitles | رأيتها من خلال كل شيء من إلتهاب اللوزتين إلى الرقص، لذلك أنا أقدر إهتمامك لرفاهيتها، لكني أعرف ما هو أفضل بالنسبة لها وما هو الأفضل لها و لي هو أن نتحدث عن هذا |
Öyle değil mi? Sizin için olabilir, ama onun için... | Open Subtitles | -بالنسبة لك، نعم، ولكن بالنسبة لها |
ama onun için çok önemli. | Open Subtitles | لكنه مهمٌ جداً بالنسبة لها |
ama onun için değil Derek. | Open Subtitles | (ولكن ليس بالنسبة لها يا (ديريك |
ama onun için seks oyuncağı gibiyim. | Open Subtitles | ولكنني لا أقاوم بالنسبة لها . |