Ama bir futbol maçında şike yapmak? Dostum, bu bir Amerikalıya hiç yakışmaz. | Open Subtitles | لكن الغش في مباراة كرة قدم هذا غير أمريكي |
Bizi domuz, ayakkabı ve bira karşılığında... ..tuhaf bir Amerikalıya sattılar. | Open Subtitles | إنهم يستبدلوننا بالخنازير, الأحذية والبيرة مع رجل أمريكي غريب الأطوار |
Bir Amerikalıya söylenecek tek sözdü, o da söylendi. | Open Subtitles | كلمة واحدة عن أمريكي قادم إلينا و كان ذلك |
Git ve Amerikalıya bak. Bir şeye ihtiyacı var mı, sor. | Open Subtitles | اذهب و شاهد الأمريكي اسأله فقط ان كان يحتاج شيئا و صادقه |
Ceza olarak da, Amerikalıya ve atına bakmakla görevlendirildim. | Open Subtitles | أنا اتهمت بجريمةِ سَرِقَة الحليب كعقابلي, لقد ارسلت إلى الأمريكي وحصانِه. |
Afedersiniz? Bu aciz Amerikalıya Grosvenor Meydanına nasıl gidebileceğini söyler misiniz? | Open Subtitles | معذرة , هل يمكنك أن تُساعدين الأمريكان العاجزون إلى الوصول إلى ساحة جروسفينور ؟ |
Sen bir Amerikalıya sokuyorsun, Amerikalılar da bize. | Open Subtitles | أنه يقتل الأمريكيين و الأمريكيين يقتلوننا |
Çok fazla Amerikalıya benziyorum. | Open Subtitles | كما لو انني اصبحت امريكيا |
Rejim'le bağlantısı olan bir Amerikalıya maddi destek sağlanmamız istendi. | Open Subtitles | طُلب منّا توفير دعم مادي لمواطن أمريكي لديه علاقات مع النظام |
Feminizme ve özgürlüğe olan adanmışlığı, bir Amerikalıya yakışır nitelikte. | Open Subtitles | وتكريس حياته للنسوة والحرية لهو فعل أمريكي |
Bir Amerikalıya asla Amerikan tarihinden alıntı yapma. | Open Subtitles | لا تقتبس من التاريخ الأمريكي أمام أمريكي |
En önemlisi her Amerikalıya geçinme şansı vermemiz gerektiğine inanıyor. | Open Subtitles | لكن أكثر من هذا، هو يؤمن في منح كل أمريكي الفرصة لجني قُوته |
En önemlisi her Amerikalıya geçinme şansı vermemiz gerektiğine inanıyor. | Open Subtitles | لكن أكثر من هذا، هو يؤمن في منح كل أمريكي الفرصة لجني قُوته |
Sahibi, araba tamirhanesini 4 yıl önce bir Amerikalıya sattığını ve o zamandan beri görmediğini söylüyor. | Open Subtitles | يقول المالك أنه باع متجر السيارات إلى أمريكي منذ أربعة أعوام ولم يراه منذ ذلك الحين. |
Sahibi, araba tamirhanesini 4 yıl önce bir Amerikalıya sattığını ve o zamandan beri görmediğini söylüyor. | Open Subtitles | يقول المالك أنه باع ورشة السيارات إلى أمريكي منذ أربعة أعوام، ولم يراه منذ ذلك الحين. |
Çünkü Everglades sadece yedi milyon Floridalının içme suyundan sorumlu değil; bugün aynı zamanda 300 milyondan fazla Amerikalıya yıl boyunca domates ve portakal için tarımsal alanlar da sağlıyor. | TED | حيث أن الايفيرجليد ليست فقط مصدر مياه الشرب لحوالي 7 ملايين ساكن في فلوريدا؛ تساعد اليوم على تغذية الحقول الزراعية المخصصة للطماطم والبرتقال المتوفر طوال السنة لأكثر من 300 مليون أمريكي. |
Şimdi Amerikalıya peşinde olduğumuzu haber veremez. | Open Subtitles | الآن هي لا تستطيع إخبار الأمريكي أننا نعرفه |
Bir dedikodu dolanıyor. Amerikalıya içinde bir şeyler olan bir şişe su verilmiş. | Open Subtitles | هناك إشاعة أن الأمريكي قد أعطي قنينة ماء و بها شيئ. |
Git ve Amerikalıya bak. Bir şeye ihtiyacı var mı, sor. Onunla arkadaş ol. | Open Subtitles | اذهب و شاهد الأمريكي اسأله فقط ان كان يحتاج شيئا و صادقه |
Seni Amerikalıya götürebilir. Amerikalıyı biliyor. | Open Subtitles | يمكنها أن ترشدك إلى "الأمريكان" إنها تعرف "الأمريكان" |
Amerikalıya karşı olan endişelerinize katılıyorum ama karşılaştığımız en büyük tehdit olmasına inanmak çok zor. | Open Subtitles | الآن، أنا أتقاسم الاهتمامات بخصوص الأمريكيين لكن هو أعظم تهديد نواجهه |
-Bir Amerikalıya aşık olmuş. | Open Subtitles | - ولكنها أحبت امريكيا |