"an bile" - Traduction Turc en Arabe

• حتّى الآن
• ولو لثانية
• ولو للحظة
• ولا للحظة
• لا لحظة
• ولو لدقيقة
• ولا لحظة
• ولا حتى الآن
• و لو للحظة

İçinde taşıdığın larva Goa'uld senin efendin, şu an bile.
الجواؤلد الدودي الذي تحمله سيدك حتّى الآن

Seni sevmiştim ama, bir an bile düşünmeden başından attın beni.
لقد أحببتكِ وأنتِ تخليتي عني، دون أن تفكري ولو لثانية على الأقل

Bir an bile üşümemesi için sıcak havluları ve terliklerini hazırlardık.
كان لدينا مناشف دافئة وأحذية جاهزة فورا كي لا تبرد ولو للحظة.

Harika bir iş çıkaracağımdan bir an bile kuşku duymuyordum.
ولم أقلق ولا للحظة واحدة أنني قد أكون قادرة غير على إتقانها

- Umarım seni korkutmamışımdır. - Bir an bile korkmadım.
اتمني الا اكون افزعتك و لا لحظة واحدة

Aslında bir an bile mutlu olacağımızı düşünmedim.
لم اتخيل ,ولو لدقيقة,اننى وهو سنكون سعداء معا,

Mutlu olması için dua etmediğin bir an bile olmaz onu tekrar görmeyeceğini bilsen bile.
ولا لحظة من دون أن تصلي لسعادته حتى إن علمت من أنك لن تراه مجدداً

Şu an bile yeni doğmuş bebekten farkın yok, mızıldıyor ve kan içinde, hemşirenin ellerinde bilinçsizliğe doğru emekliyor.
يسرق من قوّتك الهائلة بمرور كلّ ثانية حتّى الآن لست سوى طفل رضيع، يتأوّه وينزف

Şu an bile Amerika'nın en iyi tetikçileri ensemde olsalar beni öldürüp şu 20 milyonu almaya hazır olsalar asla pişmanlık duymam.
حتّى الآن لو حصلتُ على كُل القتلة الجيّدين في أمريكا الذينَ على مؤخّرتي جاهِزينَ لنسفي نسفاً كاملاً وإلتقاطِ هذه الـ20 مليون دولار ليسَ لديّ أيّ أسف لذلِك

Zaman azalıyor ve eğer bu görevi sadece bir an bile durdurursak Aaliyah ve çocukları ölmekten beter olurlar.
وان اوقفنا هذه المهمة,ولو لثانية علياء وولديها سيكونون بحكم الاموات

Eğer bir an bile tehlikede olduğumu düşünürsem kocan ölür.
وإذا أعتقد أنهم في خطر ولو لثانية... ... زوجك قتلى.

Çoğumuzun yaşamlarında bir an bile olsa değer vereceği avantajları ve kabiliyetleri görmezden geliyoruz.
ونتجاهل النعم والمزايا التي قد يحتفي بها العديد منا ولو للحظة واحدة في حياتهم.

Ama etrafımızdaki bütün bu doğal güzelliklere rağmen Sherlock Holmes bir an bile üzerinde dolaşan bu kara gölgeyi unutmamıştı.
ولكن رغم الجمال الذى يحيط بنا, كان واضحا لى ,انه لم ينسى هولمز ,ولو للحظة خيال

bir an bile gülümserken göremedim.
لم اره يبتسم بشكل مطلق ولا للحظة.

O çocuk kendine söz verdi, bir daha bunu yaşarsa bir an bile tereddüt etmeyecekti.
ذلك الفتى قطع وعدا، لو فعلها قط مجددا فلن يتردّد... ولا للحظة

- Heyecan bir an bile azalmaz. - Senin olduğun yerde azalmaz tabii.
لا لحظة ضجر واحدة - ليس بوجودك -

Belki içi boş ruhunla bir an bile olsa yalnız kalkmaktan korkuyorsundur.
ربما لأنك خائف أن تظل وحدك مع روحك الخالية من المشاعر ولو لدقيقة

Bir an bile değişmeni istediğime inanma.
لم أريد ولا لحظة واحدة أبداً أن أغيرك

Şu an bile.
ولا حتى الآن

Bir an bile seni öldürmeyeceğimi düşünme.
لا تفكري و لو للحظة أنّني قدّ أتردد بقتلكِ.