Yani pek gurur duyduğum bir an değildi ama oldu. | Open Subtitles | أقصد، ليست أكثر لحظاتي فخراً، لكنني قتلته |
Tim'le ilişkisini bozmak için eşek şakaları yaptın. - Bu liseli saçmalaması. - Evet, en iyi olduğum an değildi. | Open Subtitles | وضعت حيلة لتفسد علاقتها مع تيم هذا جنون المدرسة أجل،نعم لم تكن أجمل لحظاتي |
Benim en güçlü olduğum an değildi, Doktor. | Open Subtitles | ولم تكن تلك أحد لحظاتي المفضلة |
Gurur veren bir an değildi ve sanırım iletişim kurmakta kendimi tuhaf hissediyordum. | Open Subtitles | ليست لحظة فخر، شعرت بالاحراج لمحاولة التواصل. |
- Çok gurur duyduğum bir an değildi. | Open Subtitles | بكل تأكيد ليست لحظة فخري. |
Bak, belki çok özel bir an değildi. - Belki de... | Open Subtitles | اسمع, ربما لم تكن لحظة معينة ربما كان هناك وقت |
Tamam, belki haklısın. Ama romantik bir an değildi. | Open Subtitles | حسناً ، ربما أنت على حق و لكنها لم تكن لحظة رومانسية |
Gurur duyduğum bir an değildi ama öyle oldu. | Open Subtitles | ليست أكثر لحظاتي فخراً، لكن، نعم |
Tamam mı? Gurur duyduğum bir an değildi. | Open Subtitles | حسناَ ليست أعظم لحظاتي |
Bak, belki çok özel bir an değildi. | Open Subtitles | اسمع ربما لم تكن لحظة معينة |