Zaman zaman okul aniden bir haftalığına iptal edilirdi çünkü Taliban şühpelenirdi. | TED | من وقت لآخر كانت تلغى المدرسة فجأة لأسبوع لأن طالبان بدأت تشك |
Bunun anlamı, sistem aniden bir bütün olarak bir davranış sergilemeye başlar ve bu davranış, sistemin bileşenlerine bakılarak anlaşılamaz veya kestirilemez. | TED | هذا يعني أن النظام ككل يبدأ فجأة في إظهار سلوك لا يمكن فهمه أو التنبؤ به من خلال النظر إلى مكونات النظام. |
"aniden bir tıkırtı geldi, Sanki biri usulca vurdu vurdu kapısına odamın." | Open Subtitles | فجأة سمعت نقر كأن شخص ما يطرق يطرق بلطف يطرق باب غرفتى |
Nöbetçi kulesinde hiç kimse cevap vermiyordu ve sonra aniden bir siren duyduk. | Open Subtitles | لا أحد في برج الحراسة كان يردّ وبعد ذلك فجأة سمعنا صفارة إنذار |
Ama çocuk aniden bir başkasıyla nişanlandı. | Open Subtitles | لكنـه عقد خطبته على فتاة أُخرى بشكل مُفاجئ |
Bu gibi yerlerde kesinlikle aniden bir dinazorun fırlamasını beklemelisiniz. | Open Subtitles | بالضّبط نوع المكان الذي تتوقع من الديناصورً ان يخرج فجأة. |
20 yıldır kayıp bir çocuğun DNA'sı... aniden bir cinayet mahallinde ortaya çıkar. | Open Subtitles | ســــــــــــــــــابقاً الحمض النووي للطفل المفقود منذ عشرين عاماً يظهر فجأة في موقع جريمة |
Başta yüksek ve anlaşılmaz olan sesler, aniden bir melodiye dönüştü. | TED | والأصوات التي كانت من قبل مرتفعة ومشوهة، فجأة صارت لحنا. |
Bir müzikhole koyarsanız, aniden bir partisyona dönüşür. | TED | تضعها في قاعة موسيقى، فتصير فجأة علامة موسيقية. |
Şehrinizden aniden bir fırtınanın geçtiğini ve her şeyi yakıp yıktığını düşünün. | TED | تخيل أن إعصارا ضرب فجأة بلدتك وحول كل شيء إلى ركام. |
45 yaşındaydım, 20 yıldır şeflik yapıyordum, ve aniden bir şeyi idrak ettim. | TED | فقد كنت مايسترو لمدة 20 عام ومن ثم فجأة رأيت .. |
Arabaya gelince ehliyetim var ama önüme aniden bir şey çıkacağından korktuğum için gerek yok. | Open Subtitles | بالنسبة للسيارة لدي رخصة السياقة لكنني اخاف ان يظهر شيء فجأة لذا لا احتاجها |
Sonra aniden bir gece ürkütücü | Open Subtitles | ثم فجأة ، في ليلة ما ، يذهب إلى أماكن مخيفة |
Gençtim, belki de saçma bir şekilde onu aniden bir pencerede görmeyi veya bir dükkândan çıkarken yakalamayı sonuçta yüz yüze görüşmeyi umuyordum. | Open Subtitles | كنت شابًّا وربّما كنت آمل بحماقة أن أراها فجأة تطلّ من أحد النوافذ أو تخرج من أحد المتاجر |
Eğer bir kişi felç olmuşsa, aniden, bir gecede, ve yalnız bu da değil, | Open Subtitles | فيما لو أصيب شخص ما بالشلل فجأة خلال الليل و لم يكن لوحده |
Ama aniden... bir gece televizyonda sesini duydum. | Open Subtitles | ولكن فجأة ذات ليلة سمعت صوته فى التليفزيون |
aniden bir bataklığa, nehir kıyısında bir düzlüğe... sığ bir geçide, bir kumsala dönüşebilen bu evde. | Open Subtitles | الذي يصبح فجأة مستنقع حقل على ضفاف النهر مكان عبور، شاطئ |
"aniden bir tıklama duydum sanki birisi... nazikçe, kapımı çalıyordu." | Open Subtitles | فجأة سمعت نقر كأن شخص ما يطرق يطرق بلطف يطرق باب غرفتى |