"anlaşması" - Traduction Turc en Arabe

• صفقة
• اتفاقية
• عقد
• اتفاق
• إتفاق
• إتفاقية
• الصفقة
• صفقات
• تسوية
• أتفاق
• ميثاق
• بعقد
• عقود
• أتفاقية
• إتّفاق

Burda kaset anlaşması için uğraşıyoruz adamım, ve sen utanç kaynağısın.
نحن نحاول إصطياد صفقة قياسية هنا يا رجل وأنت وجه إحراج

Chicago'nun güneyinde başlayan büyük bir silah anlaşması buraya geldi.
نشأت في جنوب شيكاغو صفقة أسلحة كبيرة أدت إلى هنا

Hayatımızın geri kalanını suçluların iadesi anlaşması yapılmamış bir ülkede geçireceğiz.
بقية حياتنا ستكون اجازة فى بلاد ليس بها اتفاقية التسليم الدولية

Pek tutulmayan bir mahallede üç yıllık kira anlaşması yaptım.
كان عقد لمدة ثلاث سنوات في حي غير مرغوب فيه

Ve ben de sana savcının ofisinden bir dokunulmazlık anlaşması ayarlayayım.
و سوف أساعدك على إيجاد اتفاق الحصانة مع مكتب المدعي العام.

Adaya gitmeden önce, gördüklerini ifşa etmeni yasaklayan... bir gizlilik anlaşması imzalamıştın.
لقد وقعت إتفاق عدم الإفشاء قبل ذهابك إلى تلك الجزيرة

Bir iklim anlaşması için yıllarca çalıştıktan sonra, aynı hükûmetler Kopenhag'ta toplandı ve son derece başarısız oldu.
بعد سنوات من العمل نحو إتفاقية للمناخ، إجتمعت نفس الحكومات في كوبنهاغن وفشلت فشلا ذريعا.

Birbirinizin cümlelerini bitirmeniz hiç önemli değil. Tanı paket anlaşması olmanıza bel bağlamayın.
،مهما قمتم بإنهاء جمل بعضكم البعض فلا تركنوا إلى كونكم صفقة تشخيصيّة كاملة

Merhamet yoksunu bir katille silah anlaşması yapması için kimseyi oraya gönderemem.
لن أرسل أي أحد آخر لينصب على قاتل دموي في صفقة سلاح

Rus dağıtımcıların bulmak ve hesaplarını silmek üzere bir savunma anlaşması yaptılar.
قدم صفقة كحجة حددَ موقع الموزعيين الروسيين و أختفى الحكم الذي عليه

Eski şerifle, müvekkilime suçluluk anlaşması önermeden önce mi konuştunuz, yoksa sonra mı?
هل تحدثت مع العمده السابق؟ قبل او بعد صفقة الاقرار بالذنب مع موكلي؟

Neeraj bunun farkında değilken sadece bir film anlaşması değil aynı zamanda ikinci bir hikaye anlaşması da imzaladı.
وقبل أن يعلم نيراج بذلك، لم يكسب فقط صفقة فلم بل وإضافة عقد ثاني لكتابة قصة أخرى.

Ama birazdan imzalayacağımız barış anlaşması onun yaşayan bir anısı olacak.
لكن.. اتفاقية السلام التي نوشك على توقيعها سوف تكون ذكراه الحية

Şimdi sana ihtiyacım var herhangi biri bu telefonu keşfetmeden satış anlaşması yapalım.
الأن أنا أحتاجك لوضع اتفاقية شراء قبل وصول أي شخص آخرإلى هذا الهاتف.

Adam 693 bağış için adını gizli tutma anlaşması imzalamış!
الرجل وقع على اتفاقية السرية في كل مرة تبرع بها

Şimdiden kol kadar bir anlaşması var bu fotoğrafları yayınlayabilecek bir yerle.
لقد حصلت للتو على عقد طويل الأمد فى مكان للنشر على الإنترنت

Demek istediğim, Oregon'a, bir kitap anlaşması ayarlamadan döndüm, bir ajansla anlaşmadan, kafam ve kalbim anılarla dolu döndüm, çok güzel yazarlara, bu kadar yakın durabilmiş olmanın hatıralarıyla.
كل ما أقوله هو، أنه حال عودتي الى أوريغون دون عقد تأليف، ودون وكيل نشر، ومعي فقط عقل وقلب مليء بالذكريات حول جلوسي القريب جدا ً من المؤلفين الرائعين.

Eyaletin en iyi dedektiflik şirketiyle 3 yıllık bir gözetleme anlaşması.
إنه اتفاق مراقبة لـ3 سنوات مع أفضل وكالة تحقيق في الولاية

CA: Siz ve meslektaşlarınız arasında, olası bir af anlaşması üzerine, ciddi bir görüş ayrılığı içinde olduğunuz bildirildi.
كريس: تم الحديث عن انه هناك عدم اتفاق بينك و بين زملاءك حول اي سيناريو يمكن فيه منح سنودين عرض عفو.

Güller, ortaklık anlaşması ve bu olayın bir daha olmayacağı teklifi.
مع باقة زهور وعرض بإعادة النظر في إتفاق العمل بيننا حتى لايتكرر هذا مجدداً

Cenevre anlaşması gereği, subayların, işçi olarak çalıştırılmasının kesinlikle yasak olduğu gözünüzden kaçmış olabilir.
ربما تكون قد تجاهلت أن أستخدام الضباط للعمل اليدوي محظور صراحةً حسب إتفاقية جينيف

Ve yaptıkları grev anlaşması... ayıklanan ülke yüzde beş verir,... ...Değeri indi.
و الصفقة التي توصلوا إليها هو أن الدولة المستخرجة تعطي كيريباتي خمسة بالمائة من القيمة الكلية لما صادوه.

Hiç bir okyanus anlaşması yoktu... ...balıkçığılığın izin verilmediği ülkelerde.
لا توجد هناك صفقات بشأن المحيط حيث يتم تعويض البلاد مقابل منع الصيد.

Boşanma anlaşması adaletsizdi.
حسنا، انظر، الطلاق كانت تسوية غير عادلة.

O sitelerin gizlilik anlaşması var, söyleyemem.
هناك أتفاق للسرية مع هذه المواقع لن أخبرك بشئ

Tamam, tam açıklamam gerekirse burada gebelik anlaşması imzalayacak kimse yok.
حسنًا... كل ما الأمر... ليس هُنالك فتيات يصنعون ميثاق ليكونوا حوامل.

Ben üniversiteden sonra az kalsın bir plak anlaşması yapacaktım.
لقد كنت تقريبا قبلت بعقد تسجيل عند خروجي من الجامعة

Ama bu önemli. Muazzam savaş malzemesi anlaşması skandalındaki rüşvetçi.
ولكن الأمر هام,هناك فضيحة حرب عقود تهم الرجل الكبير ويريدك ان تتابعها,

Petrol anlaşması karşı olanlardan dolayı, Bugün yapılacak olan ralli birkaç fitneciler tarafından gölgelendi.
مسيرة سلمية اليوم ضد أتفاقية النفط بعض الشباب المثيرين للشغب

Üç aylık bir kira anlaşması yapmıştık.
كان هذا إتّفاق تأجير لـ 3 أشهر.