Anlaşmazlıklarını çözsün diye ona gelirlerdi. | Open Subtitles | الناس يأتون ويحاولون الحصول عليه لحلّ خلافاتهم |
İkinci ek madde, ortalama insan ömrünün 38 yıl olduğu ve ülkemizin kurucularının Anlaşmazlıklarını genellikle gündoğumunda düello yaparak çözdükleri bir dönemde imzalandı. | Open Subtitles | تم التوقيع على التعديل الثاني في ذلك الوقت عندما كان متوسط العمر المتوقع هو 38... وكان ممارسة شائعة للأباء المؤسسين لحل خلافاتهم عند الفجر، في عملية تبادل إطلاق النيران. |
Erkeklerin barda Anlaşmazlıklarını eski usullerle çözmesi güzel. | Open Subtitles | من اللّطيف معْرِفة الرجالِ في الحاناتِ ما زالَتْ تَستقرُّ نزاعاتهم التي الطريق القديم. |
Müslümanlar ailevi Anlaşmazlıklarını şeriat mahkemesinde çözmeyi seçebilir. | Open Subtitles | الطوائف الإسلامية لهم اختيار فضّ نزاعاتهم العائلية أمام المحكمة الشرعية |
Mükemmel, Çubuk. Uygar insanlar Anlaşmazlıklarını konuşarak çözer. | Open Subtitles | ممتاز يا (رامرود)، الناس المتحضرون يحلون نزاعاتهم بالكلمات |
- Anlaşmazlıklarını ortadan kaldırdılar. | Open Subtitles | لقد سوّيا الخلافات التي بينهما. |
- Anlaşmazlıklarını ortadan kaldırdılar. | Open Subtitles | لقد سوّيا الخلافات التي بينهما. |