Madeni paraların üstündeki adamlar bunu anlamıştı. | Open Subtitles | الرجال الذين نطبع صورهم على العملات فهموا ذلك |
Cochrane belirsizliğin, başarısızlığın, meydan okunuyor olmanın, bunların acı verdiğini anlamıştı. | TED | "أرشي كوشران" استوعب ان الشك .. والتردد .. والتحدي والاختبار .. هو امرٌ صعب |
Geldiğimiz ilk dakikada yumuşadığını anlamıştı. | Open Subtitles | وعرف من الدقيقة الأولى انك لين |
Tuzağa yakalandığını anlamıştı. | Open Subtitles | لقد كان يعرف بأنه فخ. |
Biliyor musun? Nietzsche bir şeyler anlamıştı. | Open Subtitles | أتعتقدي أن نيتشة قد فهم شيئاً ؟ |
Ernie gelen müşterilere başlangıç olarak hafif yağlı deniz ürünleri vererek, midelerinin yemeğe adapte edilmesi gerektiğini anlamıştı. | Open Subtitles | لقد فهم أنه إذا زدت كمية الطعام البحري المقدمة للناس تدريجياً سوف تتعود عليه معداتهم |
Blake anlamıştı. İnsanların doğasında barbarlık var. | Open Subtitles | ..لقد فهمها (بليك)، البشر همجيون بطبيعتهم |
DB: Açıkçası, ne olduğunu o anlamıştı ama ben anlamadım. Yani biz neyi tartışıyorduk? | TED | ديڤيد برووكس: سأقول أنه فهم ما، صدقا، أنا لا أدري، ما هو طبيعة الجدل القائم. |
Hepsi "sır"rı anlamıştı. | Open Subtitles | جميعهم فهموا شيئا واحدا فهموا السر |
Antrenmanın amacının rakibinin zayıflıklarından faydalanmak olduğunu anlamıştı. | Open Subtitles | -لقد استوعب المسألة لتفضح نقاط الضعف في خصمك |
Belki de Alemgir, hakkını vermek gerekirse, bunu en sonunda anlamıştı. | Open Subtitles | ولاعطائه حقه ، من الواضح أن اورانجزب" قد استوعب ذلك في النهاية" |
Babam bunu anlamıştı. | Open Subtitles | لقد استوعب ابي ذلك |
Sevmesi gerektiği kadının o olduğunu anlamıştı. | Open Subtitles | وعرف أنها المرأة التي يجب أن يحبها |
Geldiğimiz ilk dakikada yumuşadığını anlamıştı. | Open Subtitles | وعرف الدقيقة الأولى وصلنا ذهبت لينة. |
Tuzağa yakalandığını anlamıştı. | Open Subtitles | لقد كان يعرف بأنه فخ. |
Sanırsam anlamıştı. | Open Subtitles | أعتقد أنه قد فهم |
Jacque o zamanlar daha toplumun doğa ve kendisi ile çarpışma sürecinde olduğunu bu sürecin hiçbir seviyede sürdürülebilecek halde olmadığını ve eğer bir şeyler değişmez ise o ya da bu şekilde kendimizi yok edeceğimizi anlamıştı. | Open Subtitles | - جاك فريسكو. لقد فهم في ذلك الوقت أن المجتمع في مرحلة تصادم مع الطبيعة ومع نفسه |
Blake anlamıştı. Vahşilik insanoğlunun doğasında var. | Open Subtitles | لقد فهمها (بليك)، البشر همجيون بطبيعتهم... |
Sanırım sigaralarımı kırmanın faydası olmadığını anlamıştı. | Open Subtitles | أعتقد أنه فهم بأن كسر سجائري لم يساعد في الأمر مطلقا |