| Ve ben neden şöyle dendiğini anlamaya başladım: Kuran ancak Arapça olarak Kuran'dır. | TED | وثم بدأت أفهم لماذا قيل أن القرآن هو حقا القرآن باللغة العربية فقط. |
| Tanrım, çok güzeldi. Sanırım artık bütün süreci anlamaya başladım. | Open Subtitles | كان رائعاً جداً ، أعتقد أنني بدأت أفهم العملية قليلاً |
| - Hayır ama sanırım onu biraz anlamaya başladım. | Open Subtitles | لا، أنا فقد أظن أني بدأت أفهمها قليلاً |
| Federaller yardım etmiyor derken ne demek istediğini anlamaya başladım. | Open Subtitles | بدأتُ أفهم بما كنت تعني بقولك أنّ الفيدراليين لا يُساعدون. |
| Kadınlara oy hakkını savunanların neden oy peşinde oldukları şimdi anlamaya başladım. | Open Subtitles | بدأت افهم السبب في بحث حركات حقوق المرأة عن الصوت. |
| Küçük kardeşin hakkında söylediklerini anlamaya başladım. -Evet. | Open Subtitles | بدأت أرى الآن ما تعنيه عن أخيك الصغير |
| Okuldaki bir günden sonra Axl'ın neden kanepeye aşık olduğunu anlamaya başladım. | Open Subtitles | بعد يوم واحد في الكلية لقد بدأت بفهم حب اكـسل الخالص ل أريكتنا |
| onun gerçekte ne olduğunu ve ne olmadığını anlamaya başladım. | Open Subtitles | بدأت أفهم حقيقه ما كان وما لم يكن عليه الحب |
| Sonra problemin aslında ne kadar büyük olduğunu anlamaya başladım | TED | ولكن بعد ذلك بدأت أفهم وأستوعب كم هي كبيرة هذه المشكلة. |
| Genellikle bunlar gibi filmleri izlemem, ama insanların niçin öyle yaptıklarını anlamaya başladım. | Open Subtitles | ويتحدثان ويضحكان من روايات بعضهما البعض أنا عادةً لا أشاهد أفلاماً مماثلة لكنني بدأت أفهم سبب مشاهدة الناس لها |
| Sanırım anlamaya başladım. | Open Subtitles | حسناً، أعتقد بأني بدأت أفهم الأمر تعلمين |
| Tanrı'nın fikrini değiştirmeden önce neden insanları sevdiğini anlamaya başladım. | Open Subtitles | أنا بدأت أفهم لماذا احب الله الجنس البشري قبل أن يغير رأيه. |
| Sanırım bunu biraz daha anlamaya başladım. Orası bizim sahibi olduğumuz sahildeki eve yakın. | Open Subtitles | أظنني بدأت أفهم قليلاً، هذا بقرب منزل الشاطئ الذي نملكه. |
| Sanırım anlamaya başladım. | Open Subtitles | أعتقد أني بدأت أفهمها |
| Şimdi anlamaya başladım. | Open Subtitles | الآن بدأت أفهمها |
| Sanırım ailelerin çocuklarına neden yalan söylediğini anlamaya başladım. | Open Subtitles | أتعلم , بدأتُ أفهم سبب كذب الأهل على أبنائهم |
| Senin kafesinin neden gümüşten yapılan tek kafes olduğunu anlamaya başladım. | Open Subtitles | بدأتُ أفهم لماذا قفصك الوحيد المصنوع مِنْ فضّة |
| Liderliğin gerçekten ne olduğunu anlamaya başladım. | TED | بدأت افهم معنى القيادة الحقيقي |
| Neden boşanmak istediğini anlamaya başladım. | Open Subtitles | بدأت أرى لمَ تريدين هذا الطلاق |
| Ama öğrencilerimle bu çizgi roman derslerini neden bu kadar çok sevdikleri hakkında konuştuğumda, çizgi romanların eğitimsel potansiyelini anlamaya başladım. | TED | لكن عندما تحدّثت مع طلابي عن لماذا أعجبتهم هذه المحاضرات القصصية كثيرًا، بدأت بفهم الفوائد التعليمية المحتملة للقصص المصورة. |
| Ancak, bu işe başlamaya beni neyin getirdiğini düşünmek için bir adım attığımda, aslında bunun, toplumumdaki kadınlara duyduğum sevgi olduğunu anlamaya başladım. | TED | لكن حين اتخذتُ خطوةً لأتأمل في السبب الذي دعاني لبدء هذا العمل، بدأت أدرك أن هذا كان بسبب الحب الذي أكنّه لنساء مجتمعي. |
| Neden onu bu kadar korkuttuğunun nedenini artık anlamaya başladım. | Open Subtitles | بدأت أعرف لماذا تخاف منكِ كثيراً |
| Evet, ben de bunu anlamaya başladım. | Open Subtitles | نعم, أعتقد أنَّني بدأت أكتشف ذلك بنفسي |
| Venezuela'ya döndüğümde, bu deneyimlerin beni nasıl değiştirdiğini anlamaya başladım. | TED | وعندما عدت إلى فنزويلا بدأت في فهم التغيير الذي أحدثته هذه التجارب في شخصيتي |
| Ama seni niye bıraktığını anlamaya başladım. | Open Subtitles | ولكن، بدأتُ أرى لماذا قامتْ هي بالإنفصال عنكَ. |