İkinci büyük fikir, bu çağ, büyük veri ve makine öğrenimi çağıdır ve makine öğrenimi, sosyal ağlardan salgınbilimine her şeyi anlayışımızı değiştirmeye söz veriyor. | TED | الفكرة الثانية الكبيرة هو أنه عهد البيانات الضخمة والتعلم الآلي، ويعد التعلم الآلي بإحداث ثورة في مفهومنا حول كل شيء انطلاقاً من شبكات التواصل الاجتماعي. |
Turtayla vurulma anlayışımızı kökten değiştirecek. | Open Subtitles | سيغيّر مفهومنا عن التعرّض للقذف بالفطائر. |
Pierre, araştırman insan hücresi hakkında anlayışımızı değiştirdi. | Open Subtitles | بيري ، بحثك غير من مفهومنا حول الخلايا الأنسانية |
Fakat, tüm bunlarla ilgili anlayışımızı daha da geliştirecek olursak hâlâ yanıtlayamadığımız bir sorumuz daha var, ve bu; biz nereden geldik? | TED | ولكن إلى الحد الذي يصل إليه فهمنا لهذه الأشياء، هناك سؤال واحد لا زلنا لا نستطيع الإجابة عليه، وهو، من أين نأتي؟ |
Ve görebileceği şeyleri merak ederek uzay ve zaman anlayışımızı değiştirdi. | Open Subtitles | و من خلال ألتساءل لما قد يرى، حول فهمنا للمكان والزمان. |
O, Dünya üzerindeki yaşam ve doğadaki yerimize ilişkin anlayışımızı dönüştürerek yaratılışın gizemlerini çözmeye yardımcı olmuştur. | Open Subtitles | لقد ساعدتنا في إكتشاف سرّ الخلق, مُحوّلة مفهومنا للحياة على الأرض, والمكان الذي نعيش به في الطبيعة. |
Dante, modern cehennem anlayışımızı tanımlamış. | Open Subtitles | (دانتي) عرف مفهومنا الحديث للجحيم. |
Teknoloji doğa anlayışımızı değiştirebilir. | TED | تستطيع التقنيات الحديثة ان تغير فهمنا للطبيعة |
Fakat biz sürekli olarak yenilik üretecek yapılar kurmak istiyorsak, liderlik anlayışımızı değiştirmeliyiz. | TED | لكن لو أردنا إنشاء منظمات قادرة على الابتكار المستمر، فعلينا إعادة صياغة فهمنا لماهية القيادة |
Zaten görebildiğimizi düşündüğümüz ama biraz daha iyi görebilmek için gerçekten yardıma ihtiyacımız olan dünyaya dair anlayışımızı arttırıyor. | TED | فهو يعزز من فهمنا للعالم من حولنا الذي ظننا أننا نراه بالفعل ولكننا نحتاج إلى المساعدة لرؤيته على نحوٍ أفضل |
Öyle güçlü ki, hem görüşü hem de sezgiyi birleştiriyor ve nerede olduğumuz ve ne gördüğümüze dair anlayışımızı da yeniden şekillendiriyor. | TED | إنه أداة قوية تشرك كلاً من البصر والبصيرة. وتعيد تشكيل فهمنا للمكان الذي نحن فيه وما الذي نراه. |
Neden böyle olduğu konusunda uzun süre düşündük ve ancak çok yakın bir zamanda farkına vardık: Ne zaman beklenmedik bir şey görsek, nesnelerin işleyişleri konusundaki anlayışımızı değiştiriyor. | TED | قضينا وقتا طويلا نفكر لماذا هذا، ومؤخرا فقط أدركنا أنه: حين ترى شيئا غير متوقع، فإنه يغير فهمنا لطريقة عمل الأشياء. |