Cora Tanrı hakkında konuştuğumuzu anlayınca, bunun bir günah olduğunu söyledi. | Open Subtitles | أخبرتنيّ أنه كان مخطئاً عندما أدركت كيف كنا نتحدث عن الله |
Ama benim için yaptığını anlayınca senden hoşlandım. | Open Subtitles | لكن عندما أدركت أنك كنت تفعل ذلك لأجلي فقد إنجذبت لك |
-Biraz. Ama sadece bedeninin peşinde olmadığımı anlayınca neşelendi. | Open Subtitles | مرة واحدة أدركت كان ل بعد ل أكثر من جسمك، وقالت انها يخفف يصل. |
En baştan başlaması gerektiğini anlayınca kesin vazgeçer bu işten. | Open Subtitles | وقالت انها سوف تعطي قريبا عندما يدرك عليها أن تبدأ من جديد. |
Ama flash disk konusunda yalan söylediğini anlayınca, buna daha fazla devam edemedim. | Open Subtitles | لكن عندما أدركتُ أنّك تكذب عليّ حول القرص، لمْ يعد بإمكاني التحمّل أكثر. |
Belki de kadimler onları kontrol edemediklerini anlayınca yapmışlardır. | Open Subtitles | لكن ربما القدماء فعلوا ذلك عندما أدركوا أنهم لا يستطيعون التحكم بهم |
Her zaman rehberlik etmek için yanında olamayacağımı anlayınca bir iletişim yoluna ihtiyacımız olacağını anladım deneyimlerimi paylaşmak ve daha da önemlisi asla yalnız olmayacağını temin etmek için. | Open Subtitles | عندما علمت بأنني لن اكون بجانبك دوما لأرشدك وجدت بأنني احتاج الى طريقة لنتواصل لأجل المشاركة في الخبرات |
Anlattıklarının olamayacağını anlayınca kendimi aptal hissettim. | Open Subtitles | ثمّ عندما أدركت ان كلّ شيء قلته كان مستحيلا شعرت كالأحمق لأنني إئتمنتك |
Ne hakkında konuştuğunu anlayınca bunun bir soygun olmadığını anladım. | Open Subtitles | أدركت ما يتحدث عنه لم تكن هذه عملية سرقة |
Evangeline sabaha kadar dayanamayacağını anlayınca şeytanlar dışarı çıkmasın diye kendini asmış. | Open Subtitles | عندما أدركت إفانجيلاين ذلك لم تنتظر حتى الصباح فقامت بقتل نفسها حتى تنمنع الشياطين من الخروج |
Belki de o kadar kötü olmadığımı anlayınca onu affettin. | Open Subtitles | أو ربما أنت عفوتِ عنه بعد أن كنت قد أدركت أنني لست سيئا للغاية |
Geceleri çalışırsam derslerimden geçemeyeceğimi anlayınca bu işe başladım. | Open Subtitles | لقد بدأت عندما أدركت أنني إذا عملت ليلا لن أنجح أبدا في دراستي |
anlayınca şifre kolay oldu. | Open Subtitles | بمجرد أن أدركت ذلك كان فك الشفرة أمر هيّن |
Hangi madde, kişi onun etkisi altında olduğunu anlayınca etkisini kaybeder? | Open Subtitles | يمكن أن تسمّيني مخدّر واحد الذي يفقد تأثيره عندما المستعمل يدرك بأنّه هل في نظامه؟ |
Aşkın geçiciliğini anlayınca, dünyanın ona çektirdiği acıyı görecek. | Open Subtitles | بمجرد أن يدرك أن الحب امر عابر سوف يرى المعاناة التي أعطاه العالم اياها |
Beni tanımadığını anlayınca ne olacak? | Open Subtitles | ماذا سيحدث عندما يدرك أنه كان مخطئا حولي طوال الوقت؟ |
Karısına sadık biri olduğunu anlayınca da "Ben eski kafalıyım." davranışlarına bayılıyormuş gibi yaptım. Benimle oynadığını sanıyordu. | Open Subtitles | ومن ثمّ أدركتُ أنّه وفيّ لزوجته، لذا تظاهرتُ أنّي من الطراز القديم. |
Senin dinlemediğini anlayınca ben konuşmayı kestim. | Open Subtitles | ليس ذلك. أدركتُ للتو أنك لم تكوني مصغية |
Hayatımın geri kalanı boyunca kuklaları konuşturmak hakkında samimi olduğumu anlayınca anında beni terkediyorlardı. | Open Subtitles | عندما أدركوا أنني جاد بأنني أريد التحدث إلى الدمى طوال حياتي وكانوا يهجرونني على الفور |
Kendi gözlerinle gördün. Sisi, Ray'i yılanların öldürdüğünü anlayınca kafayı yedi. | Open Subtitles | أنت رأيت ذلك بنفسك ,عندما علمت سيس" أن "راى" قد عضته الثعابين بدا عليها الخوف" |
Kızın kalbinin, kendisinden aşağı, basit bir asistanda olduğunu anlayınca öfkeden gözü döndü. | Open Subtitles | وعندما أدرك بأن قلبها يميل إلى المساعد برجل أقل منه بكثير انفجر غضبا |
Belki de Darrell uzun bir süre hapse gireceğini anlayınca... | Open Subtitles | ربما أن داريل عندما أدرك أنه سيذهب إلى السجن لوقت طويل جدا |
İnsanoğlu madde ile düşünceyi bağdaştıramayacağını anlayınca düşünceler üzerine çeşitli görüşlere yöneldi. | Open Subtitles | بما أن الانسان غير قادر يوافق بين العقل و المادة يميل لأن يطرح نوع من كينونة فكرية |