Bu ise annelerin bebeklerini ziyaret etmeye geldiği bir neonatal yoğun bakım ünitesi. | TED | إذاً هنا وحدة عناية مكثفة للمواليد حيث تأتي الأمهات لزيارة أطفالهن. |
Hepimiz, annelerin bebeklerini çeşitli şekillerde büyütmelerini çeşitli şekillerde desteklemek konusunda daha iyi bir iş çıkarabiliriz. | TED | نستطيع جميعًا أن نقدِّم ما هو أفضل من ناحية دعم مختلف الأمهات اللواتي يربين أطفالهن بطرق مختلفة. |
Taşıyıcı annelerin bebeklerini neden bırakmak istemediklerini şimdi daha iyi anlıyorum. | Open Subtitles | استطيع أن أفهم لماذا أغلب الأمهات البديلات يريدون الإحتفاظ بالطفل |
Genç annelerin bebeklerini ağzına soktukları ve yeni doğmuş parlaklığına sahip olmaları için bebek parlatıcısı olarak çalıştığını tahmin ediyorum." | Open Subtitles | افترض أنك عملت ماسح لاحذية الاطفال "بينما الأمهات الصغيراتr يضعون روؤس اطفالهم الرضع في فمك ليحصلوا على ولادة جديدة مشعة |
Bu deneyin bir Fransız versiyonu Dijon'da yapılmış ve araştırmacılar hamileliği süresince meyan kökü aromalı anosonlu yiyecek ve içecek tüketen annelerin bebeklerini doğdukları ilk gün ve daha sonra tekrar doğumlarının 4. gününde test ettiklerinde anoson yönünde bebeklerin bir tercihleri olduğu görülmüş. | TED | أجريت نسخة فرنسية لهذه التجربة في ديجون في فرنسا حيث اكتشف الباحثون أن الأمهات اللاتي تناولن طعاما وشرابا بنكهة اليانسون أثناء الحمل أظهرن تفضيلا لليانسون في اليوم الأول من حياتهم، ومرة أخرى، عندما تم اختبارهم في وقت لاحق، في اليوم الرابع من حياتهم. |