"annesiyle beraber" - Traduction Turc en Arabe

    • مع والدته
        
    • مع والدتها
        
    • مع والدة
        
    • مع أمه
        
    • مع أمها
        
    Döndüm çünkü böylece ait olduğu kişiyle annesiyle beraber olabilecekti. Open Subtitles ‫لقد عدت لكي ‫يكون حيث ينبغي له أن يكون ‫ - مع والدته
    annesiyle beraber, zavallı çocuk. Open Subtitles وحده مع والدته الأطفال الفقراء.
    Tekrar görüşmeye başladığımıza göre hala annesiyle beraber yaşadığı gerçeği biraz sorun oluyor. Open Subtitles حسنا، الأن بعد أن عدنا لبعضنا واقع أنها لا تزال تعيش مع والدتها يشكل مشكلة نوعاً ما
    Nüfus kayıtları Vivian'ın annesiyle beraber yaşadığını gösteriyor. Open Subtitles السجلات تظهر بأن فيفيان كانت تعيش مع والدتها
    # annesiyle beraber yiyecek kaynağı # Open Subtitles مصدر طعام مع والدة
    Dul annesiyle beraber yaşıyor, babasını tanımıyor ve uyuşturucu satıyor. Open Subtitles يعيش مع أمه الوحيدة، لا يعرف والده، وعمل في بيع المخدرات.
    Sonra ertesi günü babası bana onun annesiyle beraber gittiğini söyledi. Ben de soru sormadım. Open Subtitles ثم في اليوم التالي أخبرني والدها أنها قد غادرت مع أمها ، فلم أسأله شيء
    annesiyle beraber Connecticut'ta. Open Subtitles حسنا هو ملتزم مع والدته اليوم
    Çocuk annesiyle beraber. Open Subtitles الفتي مع والدته
    Şu anda annesiyle beraber evinde. Open Subtitles إنه في منزله مع والدته الآن
    Oğlum annesiyle beraber evde. Open Subtitles ابني في المنزل مع والدته
    Başından beri çocuk annesiyle beraber olmalıydı. Open Subtitles يجب أن يكون الطفل مع والدته.
    Görünüşe göre karısı, Alton'da annesiyle beraber kalıyor. Open Subtitles على ما يبدو, أنّ زوجته تمكُث مع والدتها في ألتون،
    annesiyle beraber Londra'da yaşıyor. Sırt çantası arabamda. - Onu alın. Open Subtitles إنها تعيش مع والدتها في "لندن" حقيبتها معي في السيارة
    Akko, yurtdışında çalışan babasını ziyaret etmek için annesiyle beraber uçtu. Open Subtitles أكو) قد سافرت مع والدتها) لتزور والدها الذي يعمل في خارج البلاد
    - Scott'ın annesiyle beraber gitti. Open Subtitles ذهبت مع والدة "سكوت"
    - Scott'ın annesiyle beraber gitti. Open Subtitles ذهبت مع والدة "سكوت"
    Sextus oğlumun adıydı. annesiyle beraber bir veba salgınında öldüler. Open Subtitles سيكستوس" كان إبني و مات" منذ عدة سنوات بالطاعون مع أمه
    annesiyle beraber yaşıyordu. Open Subtitles لا. هو كان يعيش مع أمه.
    Ve son dakikalarını annesiyle beraber geçirmek istiyorum. Open Subtitles وأُريد أن أبقي مع أمها.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus