Arkadaşım Art'ın geçenlerde küçük bir ameliyat olmak için hastaneye yatması gerekiyordu ve özel bir tür olan IV antibiyotiği almak için hastanede iki haftadan fazla yatması gerekti. | TED | أحد أصدقائي، آرت، احتاج مؤخراً للبقاء في المستشفى من أجل عملية صغيرة، وكان عليه البقاء في المستشفى لأكثر من أسبوعين، فقط لأنه احتاج لنوع معين من المضادات الحيوية الوريدية. |
Yasal sınırların yanı sıra piyasaya antibiyotiği azaltılmış veya antibiyotik içermeyen ürünler sürülebilir. | TED | وإلى جانب المحددات القانونية، يمكن للسوق أن يلعب دوراً، من خلال تقديم منتجات منخفضة أو خالية من المضادات الحيوية. |
Sana verdikleri antibiyotiği hatırlıyor musun? | Open Subtitles | اتذكرين المضادات الحيوية التي وصفوها لك؟ |
Doktorun aklına tüberkülozu tedavi edecek antibiyotiği yapma fikrini Tanrı koydu. | Open Subtitles | قامَ بوضع الفكرة داخل رأس دكتور كي يخترع المضاد الحيوي الذي عالج مرض السل |
Bunun neden olduğunu ne kadar hızlı bulursak antibiyotiği de o kadar hızlı buluruz. | Open Subtitles | كلما أسرعنا بمعرفه ماهيته كلما أسرعنا بمعرفه المضاد الحيوي المناسب |
İlk doz antibiyotiği asın. | Open Subtitles | ابدأ بتعليق أول وحده من المضاد الحيوي |
Sağlıklı kas antibiyotiği harekete geçirir ve enfeksiyonla savaşmaya yardım eder. | Open Subtitles | و العضلة الجيدة ستقوم بتعبئة المضادات الحيوية و ستاعد على مواجهة العدوى بشكل أفضل, مطرقة |
Elimizdeki en kuvvetli antibiyotiği verdim. | Open Subtitles | وقد حاولت بأقى المضادات الحيوية لدينا ولكن |
İltihap belirtisi yok, dolayısıyla antibiyotiği kestik. | Open Subtitles | ،لا توجد إشارة للعدوى لذا قمنا بإيقاف المضادات الحيوية |
Peki hangi antibiyotiği kullandın? | Open Subtitles | اذا اي نوع من المضادات الحيوية تستخدم ؟ |
antibiyotiği kalmamış. | Open Subtitles | لديها نقص في المضادات الحيوية. |
Bakteriler o kadar hızlı direnç geliştiriyorlar ki ilaç şirketleri kendilerinin yararlarına olmayan antibiyotik üretmeye karar verdiler bu nedenle dünya çapında dolaşan enfeksiyonlar için 100'den fazla antibiyotiği piyasada bulmak mümkün. Piyasadaki iki ilaç yan etkileri ile birlikte etkili olabilir ya da bir tanesi yahut hiçbirisi. | TED | تطور البكتيريا مقاومتها بسرعة جدا، حتى أن شركات الأدوية قررت أن صناعة المضادات الحيوية ليس في مصلحتها، لذا توجد عدوى تنتشر عبر العالم لكل منها، من ضمن 100 مضاد حيوي متاح في السوق، لا يوجد إلا عقارين قد يتمكن من مواجهتها مع ظهور أعراض جانبية، أو عقار واحد، أو لا واحد منها. |
Büyüleyici bir şekilde, bir çocuğa hayatının ilk 6 ayında antibiyotik verirseniz obez olma olasılığı, antibiyotiği hiç almamış veya sonradan almış olanlara oranla daha yüksektir. Erkenden yaptığımız şeylerin bağırsak mikrobik topluluğunda ve sonraki yaşamındaki sağlığında derin etkileri olduğunu yeni yeni anlamaya başlıyoruz. | TED | لدهشتنا قد وجدنا ان اعطاء الاطفال المضادات الحيوية في اول سته اشهر من حياتهم ، معرضين ان يكونوا سمينين في المستقبل اكثر مقابل عدم اخذهم للمضادات الحيوية حينها او في وقت لاحق من حياتهم ، وبالتالي ما نفعله في الان يمكن ان تكون له تبعات عميقة على المجتمع الميكروبي في الامعاء وعلى الصحة في المستقبل و هذا ما بدأنا فهمه الان. |