Eğer hemen ona gitmezsen, seni tutuklattırırım... aptallıktan. | Open Subtitles | إن لم تذهبي لهذا الطفل حالا فسأقبض عليكِ بتهمة الغباء |
Ardından bu, dolandırıcılık ve aptallıktan ibaret bir atom bombasına dönüştü. | Open Subtitles | وحولها الى قنبلة موقوتة من الاحتيال و الغباء |
aptallıktan kaçınmanın en iyi yolu çeneni kapatmaktır. | Open Subtitles | أفضل طريقة لتفادي الغباء هو أن تبقي فمك مغلقاً |
Şimdi, aptallıktan bahsetmişken, ...aile kurmaya başlayan kadınlara, Susam Sokağını önermek için seni bu toplantı odasından atmalıydım, ama maalesef hesap vermem gereken bir yönetim kurulum var, ve bunu oyladılar. | Open Subtitles | , الآن , نتحدث عن الغباء عن المرأة التي بدأت بالعائله أنا كان يجب أن أرميكِ خارج غرفة الأجتماع |
Bizi aptallıktan ve ilahi adaletten kurtaracak mı? | Open Subtitles | بتحريرنا من الغباء و الجهل و الخوف من عقوبه الإله ؟ |
Sen, şu anda dünyayı aptallıktan ayıran tek kişisin. Tamam mı? | Open Subtitles | الذى يفصل العالم عن الغباء فى هذه اللحظة، حسناً؟ |
aptallıktan başka her şeyi affedebilirim. | Open Subtitles | يمكننى ان اغفر اى شئ عدا الغباء |
Fakat güvenin bana bu aptallıktan kaynaklı. | Open Subtitles | لكن ثقوا بي لأنها نتيجة الغباء |
aptallıktan bahsediyorum. Aynı senin aptal sesin gibi. | Open Subtitles | أنا اتكلم عن الغباء كغباء صوتك |
"Ama kibirle birleştiğinde aptallıktan farksız hale gelir." | Open Subtitles | "لكن عندما تقترن بالغرور" "لا يمكن تميزها من الغباء" |
- aptallıktan, her zamanki gibi. | Open Subtitles | -بسبب الغباء, كما يحدث دائماً -لا يزال ... |
Vettius'ın adamına gözü kapalı karşı gelmek aptallıktan da öteydi. | Open Subtitles | مُواجهه رجل (فيـتيس) بدون الرؤيه عِبارة عن تصرف غاية في الغباء. |
"aptallıktan bahsetmişken... | Open Subtitles | بالحديث عن الغباء... |