Beyaz Saray'dan bir asistan bana Hunt'ın Kennedy'i araştırdığını söyledi. | Open Subtitles | أحد الموظفين في البيت الأبيض أكد لي أن هنت كان يحقق بشأن كينيدي |
Hem de Yotsuba'yı araştırdığını ve Kira'nın kim olduğunu bildiğini söyledi. | Open Subtitles | إضافة لذلك، قال إنه كان يحقق بشأن يوتسوبا ويعلم من هو كيرا |
Birden beni senin restoranına getirdi ve seni araştırdığını söyledi. | Open Subtitles | وفجأة جعلني أتّجه إلى مطعمك، وأخبرني بأنه يحقق بشأنك. |
Onun neden bu bölgeyi araştırdığını bilen biri var mıymış? | Open Subtitles | هل يعلم أحد لماذا كانت تبحث في هذه المنطقة ؟ |
Neden bana onları araştırdığını söylemedin? | Open Subtitles | لمَ لم تخبرينني أنّكِ كنتِ تتحرين في أمرهما؟ |
Freeway Club'daki katliamı araştırdığını duydum. | Open Subtitles | أنت تحقق في حمامِ الدَمّ الذي كان في نادي الطريق السريعَ |
Birden beni senin restoranına getirdi ve seni araştırdığını söyledi. | Open Subtitles | وفجأة جعلني أتّجه إلى مطعمك، وأخبرني بأنه يحقق بشأنك. |
Kamu Bütünlüğü Dairesinin dolu bir oy sandığı ile ilgili konuları araştırdığını düşünürsek. | Open Subtitles | بما أن مكتب النزاهة العامة يحقق في شأن صندق اقتراع بأصوات مزيفة |
Dolandırıcılığı araştırdığını biliyordum. | Open Subtitles | لقد علمت أنه كان يحقق في الإحتيال. |
Yapısal bir sorunu araştırdığını ileri sürersek. Cole Center'ı kişisel olarak kontrol etmeliyim. | Open Subtitles | أظن بأنه كان يحقق في مسألة هيكلية |
Şu anda sperm bankalarını araştırdığını biliyor muydun? | Open Subtitles | أتعرفين أنه يحقق فى بنك حيوانات منوية؟ |
Yeni bir delili araştırdığını söylüyordu. | Open Subtitles | لقد قال أنه كان يحقق في دليل جديد. |
Paul'un neden Latham İlaç şirketini araştırdığını biliyor musunuz? | Open Subtitles | هل تعلمين لماذا كان يحقق في شركة " ليثام " الدوائية ؟ |
Nate'in fonu araştırdığını ne zaman öğrendin? | Open Subtitles | متى اكتشفت أن (نيت) كان يحقق في الصندوق؟ |
Nate'in fonu araştırdığını biliyordun ve öldürdün onu. | Open Subtitles | أنت عرفت أن (نيت) كان يحقق في الصندوق وأنت قتلته. |
Evet, seni araştırdığını söylemişti. | Open Subtitles | نعم ، قال انه كان يحقق حولك |
Bir şeyleri araştırdığını biliyordum, ve sanırım, senin dışında, bilen tek kişi benim. | Open Subtitles | أعغلم أنها كانت تبحث في هذا الأمر و أعتقد, أنه ما عدا أنتِ فأنا الشخص الوحيد الذي يعرف |
Evet. Bunu araştırdığını duydum. | Open Subtitles | , حسنا لقد سمعت بأنك تبحث في القضية. |
Kaynağım polisin onu araştırdığını söyledi. | Open Subtitles | أعلمني المصدر بأن الشرطة تبحث في أمره |
Onu gerçekten koruyacağımız konusunda anlaşmıştık bu yüzden senin araştırdığını söyledim ona. | Open Subtitles | لقد اتفقنا على حمايتها من معرفة الحقيقة ولذا أخبرتها أنكِ تتحرين الأمر من المحتمل أن تأتي إليكِ |
Bunu daha önce de araştırdığını tahmin ediyorum. | Open Subtitles | أظن أنكِ تتحرين عن هذا مذ فترة |
- Yapma. Askeri şirketleri araştırdığını biliyordun. | Open Subtitles | علمتِ أنها كانت تحقق في الشركات الخاصة للبحرية |