Bir beyefendi aradı ve aldığınız her şeyin parasını ödemek istediğini söyledi. | Open Subtitles | رجل نبيل اتصل وقال انه يريد الدفع لاي شئ اخترتيه |
Sonra Cindy aradı ve FBI'dan birkaç ajan geldi falan dedi... | Open Subtitles | ومن ثمن كيندي اتصلت وقالت ان هنالك رجلان من المباحث الفيدراليه هنا |
Haftasonu beni aradı ve "Bugün neredeydin?" diye sordu... | Open Subtitles | لقد إتّصل بي هذه العطلة وكان كل مايشغله، أين أنا ؟ |
Az evvel ortaklarımızdan birisi aradı ve petrol rafinerimizden hiçbir ödeme almadıklarını söyledi. | Open Subtitles | لقد تلقيت إتصال من شركائنا وهم لم يتلقوا اي مدفوعات من معاملنا لتكرير النفط |
Başkan aradı ve ulusun son parlayan güneşini kaybettiğini söyledi. | Open Subtitles | الرئيس أتصل وقال ان الامه فقدت ضوأ ساطعا |
Bir arkadaşım aradı ve benim için mükemmel olduğunu düşündüğü bir proje üzerinde çalışıyor. | Open Subtitles | صديق لي اتصل بي و كان يعمل على هذا المشروع الذي يظن أنه مناسب لي مشروع؟ |
Gerçekten, babam aradı ve senin ailenle de konuşacakmış | Open Subtitles | حقا ؟ ابي اتصل بي وقال ان بأمكانه الحديث مع ابويك |
Tek bildiğim, şef aradı ve tayfamla birlikte buraya gelip bu işi derhal halletmemi söyledi. | Open Subtitles | كل ما أعلم هو أن مديري اتصل و قال أنه يريد من طاقمي أن يأتي هنا و يصلح العطل سريعاً |
Yoldan aradı ve hemen geleceğini söyledi. | Open Subtitles | لقد اتصلت لتوها يا صاح وقالت بأنها ستعود قريبًا. |
Beni aradı ve dün akşamki Winter Hawks maçı için bilet bulduğunu söyledi. | Open Subtitles | اتصل وقال أن لديه تذاكر للمباراة النهائية ليلة الأمس |
Beni aradı ve dün akşamki hokey final maçı için bilet bulduğunu söyledi. | Open Subtitles | اتصل وقال أن لديه تذاكر للمباراة النهائية ليلة الأمس |
Veronica aradı, ...ve bu akşam Zach için bir pasta yapmamı istediğini söyledi. | Open Subtitles | فيرونكا اتصلت وقالت أنكِ تريدينني أن أخبز كعكة لزاك الليلة |
Ama iki hafta sonra beni geri aradı ve "ABD'ye taşınırsan ismini ve cinsiyetini değiştirebileceğini biliyor musun?" | TED | ولكن بعد أسبوعين، اتصلت وقالت: "هل تعرفين أنه في أمريكا يمكنك تغيير اسمك وجنسك؟" |
Beni aradı ve bunu söyledi. | Open Subtitles | إتّصل بي، يقول بأنّ عنده كذا، وكذا، وذالك |
İki sene önce babam aradı ve şartlı tahliyesini bozacak bir şeye bulaşmış. | Open Subtitles | قبل عامين، إتّصل بي والدي وكان ينتهك الإفراج المشروط |
Biraz önce Winona aradı ve ikinci sallanan sandalye ile ilgili bir şeyler söyledi ki bizde zaten vardı. | Open Subtitles | تلقيت إتصال من " وينونا " شيء يتعلق بالكراسي المهتزة ولدي واحد فقط |
Sonra Joey aradı ve işi çıktığını söyledi. | Open Subtitles | وجوي أتصل وقال بأنه مشغول بعملية أعتقال |
Ben aradı ve paranın hala hesaba yatmadığını söyledi. | Open Subtitles | لقد اتصل بي و قال لي أن التحويل لم يحدث بعد |
Ben aradı ve gelebileceğinden emin değildi. | Open Subtitles | بين اتصل بي وقال بأنه ربما لن يستطيع القدوم |
Beni aradı ve melez kurtlar... | Open Subtitles | لقد اتصل و... وكانت الحيوانات الهجينة تطارده |
Yoldan aradı ve hemen geleceğini söyledi. | Open Subtitles | لقد اتصلت لتوها يا صاح وقالت بأنها ستعود قريبًا. |
Kocama söyledim. O da güvenlik şirketini aradı ve onun kovulmasını sağladı. | Open Subtitles | أخبرت زوجي وإتصل بآمن الشركة فقاموا بطرده. |
Beni aradı ve sandalye ile yatağın fiyatını sordu. | Open Subtitles | اتصل وسأل عن السعر للسرير و الكرسي المتحرك |
Beni biraz önce aradı ve "Larry'e tüyoyu verme" dedi. | Open Subtitles | -لا أستطيع إتصل بي للتو وقال "لا تعطيها لـ(لاري)" |
Beni bizzat başkan aradı ve gününde olduğunu söyleyemem. | Open Subtitles | الرئيس بنفسه إتصل بي ولم يكن في مزاج جيد |
aradı ve uyuşturucunun ne zaman geleceğini öğrenirsem bana para vereceğini söyledi. | Open Subtitles | لقد إتصل وقال أنه سيدفع لي إذا عرفت من أين تأتي البضاعة فعرفت ذلك |
Yolun aşağısında oturuyorum. Karım beni aradı ve şeyi kontrol etmemi... | Open Subtitles | أعيش في نهاية الطريق إتصلت بي زوجتي وقالت أريد أن تتفقد |