| Yapılacak en doğru hareketin bir araya gelip konuşmamız olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | أعتقد أن التصرف الأذكى هو أن نجتمع أولاً ونتحدث عن الأمر. |
| Bir araya gelip biraz yemek yiyip konuşsak ne dersiniz... | Open Subtitles | ماذا تقولين أن نجتمع أنت وأنا ونتغدى ونتحدث حول ذلك؟ |
| Haftalık çalışma grupları var burada öğretmenler bir araya gelip iyi giden şeyler hakkında konuşurlar. | TED | ولديهم اجتماعات دراسية أسبوعية، بحيث يجتمعون معا ويتحدثون عن أفضل طرق العمل. |
| Tek işimiz bir araya gelip birbirimize şiir okumaksa... | Open Subtitles | إذا كان كل ما نفعله هو أن نجتمع معاً و نقرأ مجموعة من الاشعار لبعضنا |
| Ve şimdi cesaret ve erkeklik anlayışı birkaç punkçu arkadaşıyla bir araya gelip onları durdurmayacak kadar iyi huylu insanları... rahatsız ederek ortalıkta dolaşmak. | Open Subtitles | والان فكرته عن الشجاعة والرجولة أن يجتمع مع مجموعة من الأصدقاء التافهيين ويتجولوا ليضايقوا الناس |
| Lisa'yla yeniden bir araya gelip evinize taşınmalı... ve hayatına devam etmelisin. | Open Subtitles | أعتقد بأنّك يجب أن تعودا معا انت و ليسا وتنتقلان إلى بيتكما للاستمرار بحياتكما |
| İncil, sıkıntı zamanlarında bir araya gelip dua etmemizi söyler. | Open Subtitles | يخبرنا الكتاب, أنه في وقت الأزمات يجب أن نجتمع لنصلي |
| Bir araya gelip konuşmalıyız günler, program ve her şey hakkında. | Open Subtitles | علينا أن نجتمع ونتحدث عن التواريخ وجداول المواعيد وكلّ شيء، أتفهمينني؟ |
| Bir araya gelip ortaklaşa çalıştığımızda olağanüstü başarılar elde edebiliriz. | TED | وعندما نجتمع ونعمل كشخص واحد يمكننا تحقيق نتائج رائعة |
| Pek yakında yeniden bir araya gelip ayrıntıları konuşuruz. | Open Subtitles | علينا أن نجتمع قريبا .لنقوم بترتيب التفاصيل |
| Belki bir araya gelip, bir kaç şınav çekeriz, aslanım. | Open Subtitles | عظيم لعلنا نجتمع مع بعضنا البعض و نقوم ببعض تمارين الضغط |
| Ama erkekler bir araya gelip, kızlar hakkında konuşuyorlar. | Open Subtitles | الرجال يجتمعون فيما بينهم و يتحدثون عن الفتيات. |
| Efsaneye göre Noel akşamı, kendilerini nerede bulurlarsa bulsunlar bir araya gelip neşeli bir davet düzenlermiş. | Open Subtitles | اينما وجدوا انفسهم بليلة عيدالميلاد يجتمعون مع بعضهم ويقيمون حفلة الجيلو |
| Kasaba meydanı yerlilerin bir araya gelip tapındığı yerdi. | Open Subtitles | كان السكّان الأصليون يجتمعون في الميدان للتعبُّدِ. |
| Birkaç dişçi bir araya gelip minnettarlığını göstermek için bana iki bilet ayarlamış. | Open Subtitles | طبيبا أسنان ذهبا معاً و تقديراً لي أعطاني هذه التذاكر |
| Eğer bir araya gelip üreyeceksek genetik özelliklerimin yarısını taşıyacak olan yavrunun bakımının iyi yapılmasını ve finansal olarak istikrarlı olmasını isterim. | Open Subtitles | و إن كان مقدراً أن نكون معاً و ننجب سأحب للذرية التي تحمل نصف جيناتي أن تلقى رعاية جيدة , و مستقرة مادياً |
| Germen kabileleri bir araya gelip, Roma ordusuna karşı büyük bir saldırı düzenleyerek Roma savunmalarını zorlamıştı. | Open Subtitles | بدأت القبائل الجيرمانية تخترق الدفاعات الرومانية و بدأت تتوحد معاً و تشن هجوماً ضخما على الجيش الروماني |
| Ama yine de o adamlar bir araya gelip fısıldaştıklarında tüylerim diken diken olur. | Open Subtitles | ألا أنى أعترف , أنى أشعر بالنشوة عندما يجتمع اللاعبين , ويتاهمسوا عن خطة اللعب فى الملعب |
| Arkadaşları bir araya gelip ona olan sevgilerini paylaşırlar. | Open Subtitles | ان يجتمع بعض الاصدقاء و يتشاركون بحبهم نحو شخص ما |
| Lisa'yla yeniden bir araya gelip evinize taşınmalı... ve hayatına devam etmelisin. | Open Subtitles | أعتقد بأنّك يجب أن تعودا معا انت و ليسا وتنتقلان إلى بيتكما للاستمرار بحياتكما |
| Ama eğer Kimlerle yeniden bir araya gelip Noel'in parçası olursanız... | Open Subtitles | لكن , ربما اذا توحدت مره أخرى مع الهوز , وتكون جزءاً من عيد الميلاد |
| Askeri makamlar ve acil durum personelleri bir araya gelip şu andan itibaren geçerli olmak üzere... | Open Subtitles | "سيلتحق بالعمل جميع الوحدات العسكرية و فرق الإنقاذ على الفور..." |
| Hayır, arkadaşlar bir araya gelip poker oynayacağız. | Open Subtitles | لا, أنا و الشباب سنجتمع و نلعب البوكر... |