Yani Debbie Reston işe gitmedi ve arka bahçeye gömülmedi. | Open Subtitles | مَا ظَهرَ في العمل، وهي لَمْ تُدْفَنُ في الفناء الخلفي. |
Ama cinayeti gördüm. Cesedi arka bahçeye gömdüğünü de! | Open Subtitles | لكن شاهدت عملية القتل ، ورأيتك تدفن الجثة في الفناء الخلفي |
Tatlım, geçen yıl arka bahçeye gömülmek istediğini söylüyordun. | Open Subtitles | حبيبى في العام الماضي قلت أنك تريد أن تدفن في الفناء الخلفي |
Hey, annecim haydi gidip bir de arka bahçeye bakalım. | Open Subtitles | أيها الأم الكبيرة لنذهب ونرى كيف تبدو الساحة الخلفية |
Salyangozu alır ve çatının üstünden, arka bahçeye atar. | Open Subtitles | فأمسك به و قذفه إلى الساحة الخلفية للمنزل |
arka bahçeye başka bir tane "SağIık Şekli" yapmayı düşünüyorum. | Open Subtitles | تكوين دائرة أخرى للصحة في الباحة الخلفية |
Bak şimdi. Top arka bahçeye kadar gitti. | Open Subtitles | الآن الكرة هناك في الحديقة الخلفية |
Birçok kez yarım litreye yakın sütü arka bahçeye döküp çikolata ağacının çıkmasını bekledik. | Open Subtitles | تعرفين، ذلك العدد هو مقدار الحليب الذي سكبناه فب الفناء الخلفي منتظرين شجرة الأريو أن تكبر |
arka bahçeye bak, havuzun yanına. | Open Subtitles | دور عليها في الفناء الخلفي لحمام السباحة |
Karım, arka bahçeye böcek ilacı koymama bile izin vermez. | Open Subtitles | زوجتي لَنْ تَتْركَني حتى وَضعتُ بقّ zpper في الفناء الخلفي. |
arka bahçeye ceset gömmediği için şanslıyız. | Open Subtitles | نحن محظوظون أنه لا يَدْفنُ الجثث في الفناء الخلفي |
arka bahçeye çıktım, bir sigara yaktım, temiz hava almaya çalıştım, | Open Subtitles | اذن انا في الفناء الخلفي اشعل سيجارتي احاول الحصول على بعض الهواء |
Kaspar, matematik sınıfının ardından arka bahçeye geleceksin. | Open Subtitles | كاسبر، ستأتي إلى الفناء الخلفي بعد صفِ الرياضياتَ. |
Brooklyn çocuğu, arka bahçeye kemiği gömüp, bunu kimsenin bulamayacağını gerçekten düşündü mü? | Open Subtitles | هل يعتقد حقا صبي بروكلين انه يستطيع دفن العظام في الفناء الخلفي ولا يمكن لأحد أن يجدها ؟ |
Salyangozu alır ve çatının üstünden, arka bahçeye atar. | Open Subtitles | فأمسك به و قذفه إلى الساحة الخلفية للمنزل |
Veya arka bahçeye sıçmak zorunda kalacağız. | Open Subtitles | و إلا سنرغمك على قضاء حاجتك في الساحة الخلفية |
Ben olsam duvara yapıştırırdım, tanrı aşkına... ve sonrada arka bahçeye s*çardım. | Open Subtitles | لو كنت مكانك لكنت ثبت الغطاء مرفوعاً باللاصق وقضيت حاجتي في الباحة الخلفية للمنزل |
İstediğin kadınsa arka bahçeye bir sürü getiririm. | Open Subtitles | أنت تريد نساء, ولدى الكثير فى الباحة الخلفية. |
Git arka bahçeye bak. | Open Subtitles | اذهبي للبحث في الحديقة الخلفية |
Bir gün, Tim arka bahçeye gitmiş. Kollarına kanat yapıp büyük meşe ağacına tırmanmaya başlamış. | Open Subtitles | ـ في يومٍ خرج تيم للفناء الخلفي وجمع أوراق الشجر والغصينات في يديه |
Tuvaletimi arka bahçeye yapmayacağım. | Open Subtitles | لن أذهب إلى الحمّام بالباحة الخلفية |
Diğeri ise arka bahçeye çukur açıp bir şeyler pişirelim"... | Open Subtitles | والأخرى مفهومها هو "لننبش حفرة بالفناء الخلفي ونطهو شيئاً" |
- Perdeler açık olduğundan adamın koridora, caddeye ve arka bahçeye gittiğini gördün. | Open Subtitles | ولأنة مشى طول الممر والشارع والفناء الخلفى |