Özel eşyalarınızı toparlayın ve bir arkadaşınızla birlikte kalın. Hammonds Hall'de kimse kalmasın. | Open Subtitles | خذوا أشيائكم وابقوا مع أصدقائكم "ولكن خارج مبنى "هيمند |
...tabii şu anki erkek arkadaşınızla eski erkek arkadaşınızı karıştırmadığınız sürece... | Open Subtitles | الا اذا كانوا يجمعون صديقك الحالي وصديقك السابق |
Affedersiniz. arkadaşınızla uçağın ön tarafına gelir misiniz? | Open Subtitles | المعذرة، هل تُمانع أنت وصديقك التقدّم إلى مُقدّمة الطائرة؟ |
Neden beni minik arkadaşınızla tanıştırmıyorsunuz? -Dwight | Open Subtitles | لم لا تقدميني لصديقتك هنا؟ |
Onun için çıldırdığınız, ama sizinle yatma olayını kaldıramadığı için sadece arkadaş kalmak isteyen, çalışma arkadaşınızla aynı evde kalmıyorsanız. | Open Subtitles | إلا إن كنتَ تعيش مع زميلة أنت مجنون بها وقررت مؤخراً أنها لاتستطيع مضاجعتك وتريدك صديقاً فحسب |
arkadaşınızla bir kafede oturduğunuzu, havadan sudan konuştuğunuzu düşünün. | TED | فكّر في الجلوس مع صديقك في مقهى وقيامك بمجرد محادثة خفيفة. |
Şunu bir düşünün: arkadaşınızla beraber bir komedi izliyorsunuz ve umursamaz bir yan karakter dört katlı bir düğün pastasıyla içeri giriyor. | TED | تخيلوا هذا أنت وصديقك جالسان تشاهدان مشهداً فكاهياً على التلفاز حين يدخل شخص متأنق إلى غرفة ما وهو يحمل قالب حلوى مكون من أربعة طوابق |
arkadaşınızla ben çok para kazanacağız. | Open Subtitles | أنا وصديقك سنجني أموالاً طائلة. |
arkadaşınızla bir köpeğiniz olduğunu duydum. | Open Subtitles | سمعت أنك وصديقك لديكم كلب صغير |
İş arkadaşınızla, bir beyin cerrahıyla sorunlarınız var diye susturulmam haksızlık. | Open Subtitles | ليس بسبب أموركَ الشخصية مع زميلة جراحة عصبية ليس من العدل أن تسكتني |
Aslında arkadaşınızla konuşmaya gelmiştim. | Open Subtitles | أنا قادمة في الواقع أكثر من لاجراء محادثات مع صديقك. |