Sadece arkadaştılar. | Open Subtitles | أنظري , كانا مجرد صديقين, أذا كان هذا ما تسألين عنه. |
Cliff ve Sam arkadaştılar. | Open Subtitles | كليف وسام كانا صديقين |
Ama çocukken arkadaştılar. | Open Subtitles | ولكنهما صديقين منذ طفولتهما |
O ve Rat en iyi arkadaştılar. | Open Subtitles | هو و الجرذ كانو صديقين حميمين |
Bu kız... Benim annem ölmeden önce annelerimiz çok iyi arkadaştılar, tamam mı? | Open Subtitles | آمهاتنا كانوا أصدقاء مقربين قبل موت أمي لقد إعتدنا أخذ حمام فقاعات سويًا |
Hayır ama iyi arkadaştılar. | Open Subtitles | لا ولكنهما كانا صديقين حميمين |
Hayır ama iyi arkadaştılar. | Open Subtitles | لا ولكنهما كانا صديقين حميمين |
arkadaştılar. | Open Subtitles | لقد كانا صديقين |
- Evet, çok yakın arkadaştılar. | Open Subtitles | -نعم، كانا صديقين حميمين . |
- Evet, çok yakın arkadaştılar. | Open Subtitles | -نعم، كانا صديقين حميمين . |
O ve Markus arkadaştılar. | Open Subtitles | كانا صديقين. |
Oğlum Sam ve kızın Lauren arkadaştılar bazen buraya gelir Sam'i bırakır ya da Lauren'ı alırdım. | Open Subtitles | ابني وابنتك كانوا أصدقاء وكنت آتي هنا أحيانا لأترك سام أو أخذ لورين |
Daha önce onu delikten görmüştüm. İyi arkadaştılar. | Open Subtitles | لقد رأيته عبر الثقوب لقد كانوا أصدقاء مقربون |
Jason ve Ian arkadaştılar, değil mi? | Open Subtitles | كانوا أصدقاء, أليس كذلك؟ "جايسون" و "أيان" |