"arkasını" - Traduction Turc en Arabe

• خلف
• ظهره
• مؤخرة
• ظهرها
• خلفه
• خلفية
• ظهور
• مؤخر
• ظهورهم
• استدار
• الجزء الخلفي

Bu da kameramız. Bütün gösteriyi ve biraz da sahne arkasını çekin.
هذه كاميرتنا , قوموا بتصوير كل العرض وبعض لقطات من خلف الكواليس

Ve gitti, her üç metrede bir omzunun üstünden arkasını kontrol ederek.
وذهب بالفعل، ينظر من خلف كتفيه كل عشرة خطوات.

Şu anda arkasını dönmüş vaziyette. Umarım, parlamakta olan iki lobu görebiliyorsunuzdur.
وهو مقلوب على ظهره وما آمل ان تروه هو هذان الجزئان المتوهجان

Güvenini kazandıktan sonra da sana arkasını döndüğü anda kutuları bana getirirsin.
ثمّ، بمجرد ان تكسبي ثقته ويدير ظهره لك تحضرين الصناديق سريعاً لي.

Kafanızın arkasını çarptığınız için kısa süreli hafıza kaybı yaşıyorsunuz.
إنه فقدان ذاكرة لمدة قصيرة من الضربة على مؤخرة رأسك

Annem beni okula bıraktığı zamanlar okulda olacağımı sanıyordu, bense o arkasını döner dönmez bir U dönüşü yapıp kaçıyordum ve bahçenin arkasındaki kulübeye saklanıyordum.
لذلك عندما كانت والدتي تأخذني إلى المدرسة كانت تعتقد أنني كنت في المدرسة كنت أخذ منعطفا عندما تدير ظهرها وأركض وأختبئ في سقيفة خلف الحديقة.

Her gün kulaklarının arkasını yıka, büyük, şişman bir fil olmak için de çiğ patateslerini yemeyi unutma.
أغسل خلف أذنيك كل يوم ولتأكل كل البطاطس الغير ناضجة حتى تكبر وتصبح فيل كبير وسمين

Biz giyindiğimiz sırada arkasını dönüp ayakta bekliyordu.
عندما كنا نرتدى ملابسنا وكان هو خلف ظهورنا

Teğmen, filin kulağının arkasını kontrol eder misiniz?
اوه ايها الملازم ، هل يمكنك ان تفحص خلف اذن الفيل؟

Teğmen, filin kulağının arkasını kontrol eder misiniz?
أيها الملازم ، هل يمكنك أن تتفحص خلف أذن الفيل؟

Tabi vagon oldukça karanlıktı ve bana arkasını dönmeye çalışıyordu.
بالطبع,كانت ظلمة فى العربة عندما أفكر فى الأمر,لقد ظل يعطينى ظهره

Sen yanındayken bir adam arkasını korkmadan dönebilir.
الرجل بامكانه ان يريح ظهره حينما تكون انت بالقرب.

Hayır. Görünüşe göre bilerek kameraya arkasını dönmüş.
كلاّ , يبدو بأنه تعمّد إدارة ظهره تجاه الكاميرا

Ateşkes Anlaşması'nın sonra tahliye oldu, yine dünyanın zirvesindeydi hala bunu yaşıyordu, tıpkı her zaman olduğu gibi yandaşlarıyla arkasını kolluyordu zaferlerinin kokusunu alıyordu.
أطلق سراحه بعد إتفاق يوم الجمعة العظيمة لا يزال يعيش كما كان دائما مع أصحابه الذين يحمون ظهره

Kafatası yan kemiği. Maktul cama çarptığında kafasının arkasını tutuyormuş.
العظم الجداري، كان الضحية يمسك مؤخرة رأسه عندما إصطدم بالزجاج.

Saç kesmenin bir kanununu yok ki tabii saçı kesilen herkese kafasını arkasını göstermeyi saymazsak.
ما من قوانين في الحلاقة عدا عرض مؤخرة رأس كل زبون

Duvara kolay asılsın diye arkasını özellikle yaptım.
وقد غريت مؤخرة الحمالة لضمان الالتصاق بالحائط

Karanlık bir gecede arkasını dönmüşken termometresini çalacağım ve kürek kemiklerinin arasına sokacağım.
سأفعلها ، فى احدى الليالى الحالكة ، حين تدير ظهرها ، سأنتزع منها الترمومتر و أغمسه بين شفرات كتفها ساعدنى لأفعل ذلك

Şapkasını normalden iki santimetre daha aşağı çekmişti. Ve sekiz saniye içinde iki kez arkasını kolaçan etti. - Haklısın.
كانت قبعته مسحوبة إلى الأسفل ومنخفضة بإنش عن المعتاد ونظر إلى خلفه مرتين خلال ثمان ثواني أنت محق،هذا غير إعتيادي

Ted'e perdenin arkasını ve hoparlörleri gösteriyordum.
كنت اعرض على تيد خلفية الشاشة ومكبرات الصوت

Üçgen oluşturup, her bir kişi diğerinin arkasını ve kadınları koruyacak şekilde gideceğiz.
سنستدرجهم للخارج سنشكل مثلث نحمى ظهور البعض ونحموا النساء

Tırnağının arkasını kullan ve arka tarafları kaşı.
استفد من مؤخر الظفر وحكّ المؤخر برفق

Eminim yanlışlıkla olmuştur ama örneklere göre eğer hükümdar alaya arkasını dönerse bu onların artık ev süvarisinden sayılmadığı anlamına gelir.
أنا متأكدة انها بالخطأ ولكن وفقاً لسابقة اذا اصحاب السيادة أداروا ظهورهم للحشد فلن يكونوا بعد الآن جزءاً من أهل القصر

arkasını dönünce biri kolunu tuttu, öteki de onu vurdu.
وعندما استدار قام احدهم بأمساك ذراعه وقام الآخر بأطلاق النار

Işık algılaması, retina denilen ve göz küresinin arkasını kaplayan kağıt inceliğindeki hücre katmanlarında olur.
الإدراك الحسي للضوء يحدث في طبقة رقيقة من الخلايا، تسمى شبكية العين، والتي تغطي الجزء الخلفي من مقلة العين.