Sinyal bozucu da Arthur West'in veya başka bir hafiyenin konuşmalarından tek bir kelime bile duymasını engelliyormuş. | Open Subtitles | والمفتاح سيكون قد منع وست آرثر أو أيّ متطفل من سماع أي كلمة من محادثاتهم |
Arthur West'in cinayetinde kullanılan silah merkezimizde. | Open Subtitles | القسم الذي يمتلك المسدس المستعمل لقتل وست آرثر |
Arthur West'i öldürüp suçu üzerine attı. | Open Subtitles | قتل وست آرثر وبعد ذلك لفق التهمة لك |
İkiniz de bilmek istersiniz diye düşündüm Ulaştırma Bürosu, Arthur West'in evinden iki blok ötede metro hattı üzerinde bir silah buldu. | Open Subtitles | حسنا، ظننت أنكما تودان معرفة مكتب العبور وجد المسدس على مسار النفق بضع بنايات من شقّة آرثر وست |
Arthur West MI6'in içinde bir köstebek olduğunu düşünüyordu. | Open Subtitles | للقتل؟ فكر (آرثر وست) بوجود خائن في الاستخبارات البريطانية |
Arthur West'in İranlı casus olduğunu düşündüğü adam. | Open Subtitles | (الرجل الذي ظنه (آرثر وست جاسوسا إيرانيا |
Arthur West'in mi bilemiyorum ama, Afkhami'ye olan saplantısına bakarsak onun olması büyük ihtimal. | Open Subtitles | لا يمكن أن أجزم أنه يعود لـ(وست آرثر)، بالطبع، لكن. . (بالنظر لهوسه بـ(أفخامي |
"Azatan Kitapevi" Arthur West'in casus olduğunu iddia ettiği adamın dükkanı. | Open Subtitles | "كتب أزاتان" انه المخزن إمتلك من قبل الرجل الذي إدّعى (وست آرثر) أنه جاسوس |
Sadece Arthur West'i öldürdüğünü biliyoruz. | Open Subtitles | فقط بأنّه قتل (وست آرثر) |
Adı Arthur West. | Open Subtitles | رجل يدعى (وست آرثر) |
Ne diyordunuz: Arthur West, karmaşık konu. | Open Subtitles | كنت تقول وست آرثر) معقّد) |
Bir dizi sonlu sayıyla baş başa kalınca Arthur West verileri olabildiğince küçük alanlara saklamış. | Open Subtitles | بمواجهة الطول المحدود للمساحة التي خزن (آرثر وست ) البيانات على أقل المساحات قدر الامكان |
Arthur West MI6 içinde bir köstebek olduğunu düşünüyordu. | Open Subtitles | فكر (آرثر وست) بوجود خائن في الاستخبارات البريطانية |