İkinci olarak, her birinizin verimliliğinin artması konusunda ısrar ediyorum. | Open Subtitles | ثانياً, أنا مصر على زيادة المساءلة من كل واحد منكم |
İkinci olarak, her birinizin verimliliğinin artması konusunda ısrar ediyorum. | Open Subtitles | ثانياً, أنا مصر على زيادة المساءلة من كل واحد منكم |
dış politikaların gelişmesini görürsünüz zaten silahlı kuvvetler bütçelerinin artması durumu meydana gelir dünyanın diğer büyüyen güçlerinde. | TED | بالفعل بدأتم رؤية رؤية تطور السياسات الأجنبية، زيادة الميزانيات العسكرية التي تحدث في القوى الأخرى الناشئة في العالم. |
Bu kültürel devinimden dolayı açığa çıkan piyasa güçleri, artan vergilerin, fiyatların ve kiraların artması gibi görünen ölçüde durdurulamaz ve kaçınılmaz döngüyü kapsıyor. | TED | القوى التجارية التي تم إطلاقها عن طريق هذا الزخم الثقافي عادة ما تشمل ما لا يمكن منعه كما يبدو من إرتفاع محتوم في الضرائب والأسعار والإيجارات. |
Suç oranının %12 oranında artması da daha iyi değil. | Open Subtitles | ( لا أعتقد أن 12% إرتفاع في الجريمة ( أفضل |
İş başarılarının artması ve ailevi birliktelik.... ...insanı uçuran maddelerin satışı için tam bir zehir oldu. | Open Subtitles | تزايد الرضا بالعمل ولمّ الشمل العائلي، بمثابة السمّ لتاجر مخدّرات للعقل مثلي. |
Antibiyotiğe dirençli salmonella arttıkça bu ölü sayısının artması muhtemeldir. | TED | مع زيادة السالمونيلا المقاومة للمضادات الحيوية، من المرجح أن يرتفع عدد الوفيات. |
Baba, harçlığım hakkında konuşmalıyız. artması lazım. | Open Subtitles | أبى، يجب أن نناقش مصروفي أحتاج إلى زيادة |
Bu maaşının %35 artması demek. Artı bonus. | Open Subtitles | هذا يعني 35 في المئة زيادة بالراتب بخلاف العلاوة |
Geri çekilme sebebi sıcaklığın artması sonucu erime, diyecek kadar basit değil. | Open Subtitles | وتراجعها ليس فقط بسبب ذوبانها عند زيادة درجات الحرارة |
Bu da, ısının daha da artması, doğal olarak daha çok erime, daha çok moulin ve çok daha hızlı bir son demek. | Open Subtitles | وهذا يؤدي إلى زيادة في الذوبان وزيادة في هذه الأسطوانات العميقة وزوال للكتلة بشكل أسرع |
Aşağı doğru kan basıncının artması da kanı durdurabilir. | Open Subtitles | زيادة الضغط في اتجاه المجرى ربما يسبب توقفاً للدم |
Mide bulantısı, kusma... tükürük artması, mide ağrısı, ishal... spazmlar ve ölüm, belirtileri arasında. | Open Subtitles | الأعراض تتضمن الغثيان, الإقياء زيادة الإلعاب مغص بطني, إسهال نوبات تشنج والموت |
Antarktika Yarımadası'nda, denizdeki sıcaklığın bir derece artması son 30 yılda yedi büyük buzlanın parçalanıp kopmasına yetti. | Open Subtitles | في شبه جزيرة أنتاركتيكا، إرتفاع حرارة البحر بواقع درجة واحدة قد سهّل في تكسير سبعة رفوف جليدية رئيسية في الأعوام الثلاثين الأخيرة |
21 Mart 1963'te Alcatraz, masrafların artması ve binaların yıpranması nedeniyle resmen kapatıldı. | Open Subtitles | "في مارس عام 1963" "تم إغلاق (آلكاتراز) رسميّاً، نتيجة إرتفاع النفقات وتهالك الانشاءات" |
21 Mart 1963'te Alcatraz, masrafların artması ve binaların yıpranması nedeniyle resmen kapatıldı. | Open Subtitles | "في مارس عام 1963" "تم إغلاق (آلكاتراز) رسميّاً، نتيجة إرتفاع النفقات وتهالك الانشاءات" |
İzleyici sayısının katlanarak artması, salgın bir hastalığa benziyordu. | Open Subtitles | ، طريقة تزايد أعداد المشاهدين بشكل توسعي كنوع من الوباء |
İzleyici sayısının katlanarak artması, salgın bir hastalığa benziyordu. | Open Subtitles | طريقة تزايد أعداد المشاهدين بشكل توسعي كنوع من الوباء |
Resmi açıklamaya göre 16 ölü ve 45 yaralı var ama sayının artması bekleniyor. | Open Subtitles | لحد الآن أكدت السلطات وجود 16 قتيلاً و 45 جريحاً, من المتوقع تزايد هذه الأعداد |
Bunu görünce üzüldüm, çünkü bu Kenya'daki çocuk ölüm oranlarının ters yöne giderek 90'lardaki kadar artması demek. | TED | وهذا أمرٌ محزن لي لاننا نرى انه في التسعينات انعكست الآية واصبح معدل الوفيات يرتفع بدلاً من الانخفاض |