Şüphelinin öfkesinin asıl hedefi babalar olabilir. | Open Subtitles | قد يكون الأباء هم الهدف الحقيقي لغضب الجاني |
Ama onun asıl hedefi, barıştı. | Open Subtitles | لكن الهدف الحقيقي... كان السلام |
Madem bu gözetlemenin asıl hedefi Kay'di bunların Francisco'nun öldürülmesiyle ilgisi ne? | Open Subtitles | إسمعوا، لو كانت (كاي) الهدف الحقيقي من المُراقبة، فما علاقة كلّ هذا بقتل (فرانسيسكو)؟ |
Tom asıl hedefi Pope'a söyledi, Pope da Tector'a söyledi. | Open Subtitles | توم" أخبر "بوب" هدفنا الحقيقي" "و"بوب" أخبر "تيكتور |
- Merak etme. Tom asıl hedefi Pope'a söyledi, Pope da Tector'a söyledi. | Open Subtitles | توم" أخبر "بوب" هدفنا الحقيقي" "و"بوب" أخبر "تيكتور |
asıl hedefi bir tek sen biliyorsun. | Open Subtitles | انما انت تعرف الهدف الحقيقي |