"ashcroft" - Traduction Turc en Arabe

    • آشكروفت
        
    • أشكروفت
        
    • آشكروف
        
    Adalet Bakanı John Ashcroft, kendi döneminde alınmış bir karar olmasına karşın, FBI tarafından bir "tehdit unsuru" olarak değerlendirildiği için, kiralık jetlerle uçmaya başlar. Open Subtitles يبدأ المدعى العام جون آشكروفت بالطيران على الطائرات الخاصة وذلك لباقى مدة خدمته بسبب تقرير عن تقييم التهديدات المحتملة والذى أصدره مكتب التحقيقات الفدرالى
    Bu kardeşim, Cecilia. Bu da Bay Teddy Ashcroft. Open Subtitles هذه أختي، (سيسليا) هذا السيد (تيدي آشكروفت)
    Önerdiğim yerde Ashcroft'ta mı kalıyorsun? Open Subtitles هل تُقيم في ( آشكروفت ) كما اقترحت عليك؟
    11 Eylül'den önceki yaz Ashcroft FBI müdürü Thomas Pickard'a artık terörist sözcüğünü duymak istemediğini söylemiş. Open Subtitles في صيف ما قبل 11 سبتمبر أشكروفت أوقف رئيس المباحث الفيدرالية توماس بيكارد
    Ve bu ifadeye göre ekibe "Bay Ashcroft bu konuyu duymak istemiyor" demişsiniz. Open Subtitles وذكرت طبقا لهذه الشهادة أن مستر أشكروفت قال لك أنه لا يريد سماع المزيد عن هذا الأمر هل هذا صحيح؟
    Ben onunla gayet eminim. Ben 812 Ashcroft acil tıbbi yardıma ihtiyaç . Open Subtitles أرى أنه لا مشكلة معه في هذا الأمر أحتاج مساعدة طبية عاجلة عند 812 (آشكروف)
    Maples'in kullandığı ücretli telefondan sadece bir kez arama yapılmış o da Harvey'deki George Ashcroft a. Open Subtitles فقط مكالمة أُجريت من ذلك الهاتف الذي إستخدمته (ميبلز). إلى (جورج آشكروفت) في "هارفي".
    George Ashcroft Aralık 25, 2005 te kaza yapmış. Open Subtitles (جورج آشكروفت) لديه حادث سيارة في ديسمبر 25, 2005.
    D.A. Ashcroft'u istek dışı adam öldürmeyle suçlamış Open Subtitles المدعي العام إتهم (آشكروفت) بالقتل الغير المتعمّد التلقائي.
    Ashcroft kaza esnasında telefon görüşmesi yapıyordu ve bunu kaza anındaki cep telefonu konuşmalarından bunu kanıtladılar ve bir yıllık hapse attılar. Open Subtitles كانوا قادرين على إثبات بأن (جورج آشكروفت) كان يتحدث على الهاتف الخلوي أثناء وقت الحادث، وضعوه بعيدًا لسنة.
    Görünüşe göre Ashcroft Maplesi bu odaya doğru götürüyormuş. Open Subtitles تعرف ماذا، يبدو أن (آشكروفت) كان يقود (ميبلز) إلى هذه الغرفة.
    Belliki Ashcroft, Maplese gerçeği söylemeye çalışıyormuş Open Subtitles (آشكروفت) ربما كان يحاول أن يُخبر (ميبلز) الحقيقة.
    Bush yönetimi zamanında, Adalet Bakanlığı'na, Ashcroft işe almıştı. Open Subtitles عيّنه (آشكروفت) للعمل لدى وزارة العدل أثناء عهد (بوش).
    Uzun Boylu Adam. Yaslı bayan Ashcroft gece vakti onu iki kez gordugunu soyledi. Open Subtitles الرجل الطويل ، السـيدة (آشكروفت) قالت أنها راته مرتين
    Uzun Boylu Adam. Yaşlı bayan Ashcroft gece vakti onu iki kez gördüğünü söyledi. Open Subtitles الرجل الطويل ، السـيدة (آشكروفت) قالت أنها راته مرتين
    Ama Ashcroft'un Adalet Bakanlığı gözünü yumup, kulağını tıkadı. Open Subtitles ولكن أشكروفت مثله مثل إدارته ظهر بعين لا ترى وأذن لا تسمع
    Kendisini Ashcroft Ormanı'na götürmesi için onu zorlamıştır Open Subtitles ربما أجبرها على التوجه إلى غابة "أشكروفت"
    11 Eylül sonrası Ashcroft, Amerika'yı korumak için parlak fikirler buldu. Open Subtitles ولكن بعد 9/11 كان لجون أشكروفت عدة أفكار مذهلة فيما يخص كيفية حماية أمريكا
    Ve şimdi sırada Hester Lisesi'nin aynı cinsiyetten olan kraliyet adayları, Karma Ashcroft ve Amy Raudenfeld. Open Subtitles والان سوف نسمع من هيستر ولاول مرة المرشحتان من نفس الجنس من اجل مسابقة الملكات (كارما أشكروفت) و (ايمي ردنفولد)
    John Ashcroft eski bir vaizdi. Open Subtitles جون أشكروفت) كان واعظ سابق)
    812 Ashcroft'a acil tıbbi yardım gerekiyor. Open Subtitles أحتاج مساعده طبيه عاجله عند 812 (آشكروف)

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus