- Hayır ama korkunun neden olduğu astım krizi öldürebilir. | Open Subtitles | ولكن يمكن أن تموت من نوبة الربو الناجمة من ذلك |
Test sonuçlarına göre oksijen seviyesi normal o nedenle astım krizi olasılığını tamamen elemiş bulunuyoruz. | Open Subtitles | كذلك أظهر الفحص أنه تم تلقي الاوكسجين بنسبة 100 ? ، حتى نتمكن من حكم المؤكد إمكانية حدوث نوبة الربو. |
astım krizi geçirdim ve beni terhis ettiler o kriz muhtemelen hayatımı kurtardı. | Open Subtitles | إنتابني نوبة الربو فقامو بإعفائي ربما أنقذت حياتي |
Son kış ziyaretimizden beri astım krizi hiç olmadı ve doktor durumundan gayet memnun. | Open Subtitles | منذ زيارتكم لنا الشتاء الماضي لَمْ تحدث لها نوبة ربو والطبيب مسرور جداً لذلك |
astım krizi geçirdiğimde revire gittiğim günü hatırlıyorum. Kötü durumdaydım. | Open Subtitles | أذكر ذلك اليوم حين انتهى بي المطاف في مكتب الممرضة بسبب نوبة ربو عنيفة. |
Arkadaşımızın astım krizi tuttu. | Open Subtitles | كَانَ عِنْدَهُ نوبة ربو. هو أفضلُ الآن. |
Ben 10 yaşımdayken Cadılar Bayramı'nda astım krizi yaşadım. | Open Subtitles | عندما كنت في العاشرة حصلت لي أزمة ربو في عيد القديسين |
Dallar tıkanınca da astım krizi geçiriyorsun. | Open Subtitles | وعندما تُغلق هذه الفروع تصابين بأزمة ربو |
Burada yazdığına göre Marie Layton kızı Ellie'yi astım krizi için kontrol ettirmiş. | Open Subtitles | . . (يقول (ماري لايتون أدخلت ابنتها (إيلي) إلى المستشفى بسبب نوبة الربو |
Eski Milhouse astım krizi yüzünden çaresiz kalırdı. Nefes yoksa, astım da yok. | Open Subtitles | ميلهاوس) القديم لكان عاجزا مع نوبة الربو) - لا تنفّس، لا ربو - |
O kadar uzun dayandım ki, astım krizi tuttu! | Open Subtitles | تماديت حتى حصلت لها نوبة الربو! |
- Ne? - Rob astım krizi geçiriyor. | Open Subtitles | روب وجود نوبة الربو. |
O arada astım krizi geçiriyordum. | Open Subtitles | الذي حقا نوبة الربو. |
Kızım astım krizi geçiriyor. | Open Subtitles | إبنتي , إنّها تعاني من نوبة ربو |
Laurel'in vücudunda böcek ısırıkları varmış ve bacağında da bir yanık. Ellie'nin de gene astım krizi varmış. | Open Subtitles | لوريل)، عضات حشرة , حرق في ساقها) إلي)، نوبة ربو أخرى) |
Ayrıca Ben'i astım krizi geçirdiğinde de acile götüren Kelly idi. | Open Subtitles | و(كيلي) من أخذت (بين) للطوارئ منذ أسبوعين عاني (بين) من نوبة ربو |
astım krizi mi geçiriyorum? | Open Subtitles | كان لدي نوبة ربو ؟ |
Karım astım krizi geçiriyor. | Open Subtitles | زوجتي في منتصف نوبة ربو |
Özür dilerim, anneannemin astım krizi vardı. | Open Subtitles | جدتي لديها أزمة ربو. |
astım krizi? | Open Subtitles | أزمة ربو مثلاً؟ |
Tozlu bir kitap okurken astım krizi geçirdiğini biliyor muydun? Dalga geçiyorsun. | Open Subtitles | أتعلمان أنه أصيب بأزمة ربو لأنه قرأ كتاباً من مكتبةٍ قديمة |