Yemin ederim ki, Tanrı'nın kutsal ateşinin içerisinde kendimizi temizleyeceğiz! | Open Subtitles | أقسم اننا سننظف أنفسنا منهم بالقائهم في نار الإله المقدسة |
Bahsedilen bu mesafeyi ve ışık miktarını bilmemiz önemlidir. Çünkü bu durum sizin veya benim bir kamp ateşinin etrafında oturmamız gibidir. Ateşe, sizi yeterince ısıtacak ancak sizi yakmayacak bir mesafede olmak istersiniz. | TED | وتلك المسافة ومعرفة مقدار الضوء ذاك مهم، لأنه يشبه نوعا ما جلوسي أو جلوسك حول نار المخيم. تريد أن تكون قريبا بما فيه الكفاية للنار حتى تتدفأ، لكن ليس قريبا جدا بحيث تتحمص وتحترق. |
Örneğin, kamp ateşinin kokusu yanan bir evde kapalı kalmayı anımsatabilir. | TED | على سبيل المثال، رائحة نار المخيم قد تستحضر ذكرى الاحتجاز في منزل يحترق. |
Göz göre göre, düşman ateşinin içine niye dalayım ki? | Open Subtitles | لماذا أمشي بمعرفة مسبقة مباشرة إلى نيران العدو؟ |
ateşinin dinmesini beklemek veya onu öldürmekten başka yapacak bir şey yok. | Open Subtitles | لا يمكن فعل شيء سوى إنتظار زوال الحمى أو تقتله |
- Görünüşte hasta değil. Ama doktor ateşinin yükseldiğini söylüyor. | Open Subtitles | ليس ظاهرياً, لكن الطبيب يقول إن حرارته ترتفع |
Habersizce gelebilecek olan Büyücü ateşinin yakmasından korunmak için alınan bir önlem. | Open Subtitles | انه إجراء وقائي لضمان سلامتي ضد نارك السحريه المفاجأه. |
Bir kamp ateşinin etrafında otururken ısısını hissedebilir, yanan odun kokusunu alabilir ve ateşin çıtırdadığını duyabilirsiniz. | TED | عندما تجلس بقرب نار المخيم، تستطيع الإحساس بحرارتها شم رائحة الدخان الخشبية، وسماع أجيجها. |
Kamp ateşinin çevresinde hikayeler anlatılmayacak. | TED | لا قصص نحكيها و نحن نتحلق حول نار المخيم |
Kamp ateşinin etrafında hikâyeler paylaşırdık, birlikte şarkılar söylerdik, birlikte dans ederdik. | TED | شاركنا قصصا حول نار المخيم، غنينا ورقصنا مع بعض. |
Eminim geceleri kamp ateşinin başında ne konuştuklarını da merak ediyorsundur. | Open Subtitles | طرازات متأكّدة تتسائل الذي تحدّثوا عنهم عندما جلسوا في الجبهة نار المعسكر في الليل |
Şimdi bir kamp ateşinin etrafında olacaktık. | Open Subtitles | المفترض أن نكون في البحيرة كنا سنجلس بجوار نار دافئه الآن |
Güzel, kamp ateşinin etrafına toplanabilir miyiz Avukat hanım? | Open Subtitles | حسناً, هل يمكننا التجمع حول نار المخيم أيتها المحامية؟ |
Ardından adamın hemen yanında bir kamp ateşinin görüldüğü sahneye geçilir. | Open Subtitles | يتغير المشهد بعد ذلك ونجد الرجل يجلس بجوار نار مخيم |
Ardından adamın hemen yanında bir kamp ateşinin görüldüğü sahneye geçilir. | Open Subtitles | يتغير المشهد بعد ذلك ونجد الرجل يجلس بجوار نار مخيم |
Göz göre göre, düşman ateşinin içine niye dalayım ki? | Open Subtitles | لماذا أمشي بمعرفة مسبقة مباشرة إلى نيران العدو؟ |
Ben, kamp ateşinin etrafında oturup da şarkı söyelecek biri değilim, bilirsin? Bu çok komik. | Open Subtitles | لست شخصا يضن اننا سنجلس حول نيران المعسكر |
Müttefik bir siperin üzerinde düşman ateşinin mermileri vızıldamakta, bir grup İngiliz askeri güvenli bir bölge için birbiriyle yarışmakta, | Open Subtitles | وابل من نيران العدو تهزّ خندقًا للحلفاء ومجموعة من الجنود البريطانيين ،تتزاحم بحثا عن الأمان |
Hayır. Yakında. ateşinin tamamen indiğine emin olmalıyız. | Open Subtitles | كلا , قريباً , يجب أن نتأكد أن الحمى ذهبت |
Bağışıklık sistemini baskılayan ilaçlar ateşi düşürür ateşinin yükselmemesi gerekir. | Open Subtitles | أدوية كبت المناعة تحجب الحمى لا يفترض أن ترتفع حرارتك أصلاً |
Bir kaç saat sonra gece görevlileri ateşinin yükseldiğini söylediler. | Open Subtitles | .. وبعد بضع ساعات من الليل ارتفعت حرارته |
ateşinin kokusunu bir mil uzaktan alabilirsin. | Open Subtitles | نستطيع شم نارك من على بعد ميل |
Senin dandik ateşinin beni yakabilmesi mümkün değil! | Open Subtitles | 600)}! يستحيل أن أحترق بنارك الضعيفة هذه |