Ama bir şekilde bu durumu atlatmayı başarıp adamla çıkmaya bile başlamıştın. | Open Subtitles | ولكن بطريقة ما ، إستطعت تخطي الأمر وبدأت بمواعدته |
Umarım ailesi öyle bir kederi atlatmayı başarabilmiştir. | Open Subtitles | آمل أن تلك العائلة تستطيع تخطي الحزن |
'Daima kaderden önce gitmeyi başarmıştı, ölümü atlatmayı.' | Open Subtitles | " لطالما كانت قادرة على تخطي القدر , وخداع الموت" |
'Kaderini atlatmayı ölümü kandırmayı başardı ama şimdi evinden iki yıl ışık uzakta. gezegenin henüz daha ismi olmayan gölge de kalmış. bölümünde kapana kısılmış. | Open Subtitles | " لطالما كانت قادرة على تخطي القدر " "وخداع الموت , لكنها الآن" "على بعد سنتين ضوئيتين من الوطن" |
Shane nasıl? Paige olaylarını atlatmayı istiyor. | Open Subtitles | يريد تخطي موضوع " بيج " |