Naaşınız yakıldığında, tüm bu bahsettiğim zehirli maddeler atmosfere bırakılırlar. | TED | في حالة حرق جثتك، جميع السموم التي ذكرتها ستتصاعد في الغلاف الجوي. |
Çatılarımızda yüzeye çarpan ısıyı atmosfere gönderen katran kağıtlarımız bulunuyor, bu durumun şüphesiz iklim değişikliğinde payı var. | TED | لدينا رقاقات القطران على أسطح العمارات التي تعكس الحرارة في الغلاف الجوي بدون شك مساهمة في تغير المناخ العالمي |
Yani bu su havuzu ısısını atmosfere doğru gönderiyor. | TED | لذا تبعث بركة الماء تلك حرارتها لأعلى باتجاه الغلاف الجوي. |
Sadece Amazon, atmosfere her gün 20 milyar ton su pompalar. | TED | غابة الأمازون فقط تعطي للغلاف الجوي 20 مليار طن من الماء كل يوم. |
Özür dilerim Dr Jackson, ama o gemi atmosfere girmeye başladığına göre.. | Open Subtitles | أنا آسف يا دكتور جاكسون.. لو إخترقت تلك السفينة الغلاف الجوى سليمة |
Aslında, ekibimiz Soyuz içerisinde atmosfere geri döndüğünde, çığlık atmıyorduk, gülüyorduk, eğlenceliydi. | TED | بالحقيقة، عندما كان فريقنا في طريق للعودة إلى الغلاف الجوي داخل السويوز، لم نكن نصرخ بل كنا نضحك؛ لقد كان الأمر ممتعا. |
Bitki örtüsünün topraklardaki suyun atmosfere tekrar taşınmasındaki rolünü konuşabiliriz. | TED | يمكننا الحديث عن دور النبات في نقل المياه من التربة إلى الغلاف الجوي. |
Dünyaya bir astroid çarptı ve çok büyük miktarda toprak ve toz parçası atmosfere dağıldı. | TED | تعرضت الأرض لكويكب تم قذف كميات الكبيرة من الحطام في الغلاف الجوي |
Ve bu somon Şili' den geliyor, orada öldürülüyor ve buraya 5000 mil kadar uçuruluyorsa, atmosfere ne kadar karbon yayıyor? | TED | وإن كان السلمون من تشيلي وتم صيدها هناك ثم انتقلت 5،000 ميلاً، كم تلوّث الغلاف الجوي بالكربون؟ |
Daha basit biçimde, atmosfere salgılanan sera gazından daha fazlasını çıkarabilmektir. | TED | وبشكل أبسط، هو تلك النقطة التي نتخلص فيها من كمية غازات دفيئة تفوق تلك الكمية التي نصدرها في الغلاف الجوي. |
BC: atmosfere giriş hızımızın %99'unu kaybettik. | TED | نكون عندها قد خسرنا 99 بالمئة من السرعة التي كانت عند دخول الغلاف الجوي |
atmosfere, dokuz ton karbondioksit yaydim. Bu, iki fil agirligi kadardir. | TED | لقد بعثت تسعة أطنان من ثاني أكسيد الكربون في الغلاف الجوي. الذي يساوي وزن اثنان من الفيلة. |
atmosfere karbon karışmasını durdurmaya çalışıyorduk. | TED | كنا نحاول منع الكربون من الوصول إلى الغلاف الجوي. |
Ağaçlar, yağmur suyunu atmosfere yeniden salıvermeden önce, suyun akışını emerek doğal bir sünger gibi işlev görürler. | TED | تعمل الأشجار مثل الإسفنج الطبيعي، حيث تمتص مياه الأمطار قبل أن تطلقه مرة أخرى في الغلاف الجوي. |
atmosfere, ince bir kat cila, dendiğini duymuştuk. | TED | سمعنا بأن طبقة الغلاف الجوي هي عبارة عن طبقة خفيفة من الطلاء. |
Amacı, küçük tungsten ya da civa parçacıklarını yüklemek ve daha sonra bir ucu atmosfere açılan özel bir silah aracılığıyla bu parçacıkları yıldırım gücüyle hızlandırmaktı. | Open Subtitles | كانت خطته تقتضي شحن صغيرة جزيئات التنغستن أو الزئبق ثم تسريعا بإستخدام البرق داخل سلاح خاص ذو فتحه واحده للغلاف الجوي |
Bazı parçacıklar onu delip geçerek yukarı atmosfere enerji yükleyebilir. | Open Subtitles | يمكن أن تخترقه بعض الجسيمات حيث تقوم بشحن الغلاف الجوى |
İlk defa serbest oksijen atmosfere karışmış ve hava solunabilir hale gelmiştir. | Open Subtitles | للمرة الأولى، استطاع الأكسجين الحر الإفلات إلى الغلاف الجويّ جاعلاً الهواء قابلاً للتنفس. |
Bir orman yangınında yanacak olursa da karbonu atmosfere geri verecektir. | TED | لو احترقت في حريق غابة، سوف تُخرج ذلك الكربون في الجو أيضاً. |
Orada olmak, şiddetli yağmura ve doluya bağlı olmak, atmosfere bağlı olmayı hissetmek demek. | TED | إن وجودها يعني التواصل مع الأمطار والأمطار الثلجية والشعور بالتواصل مع غلافنا الجوي |
Biyometrik basınç dalgaları oyuncağın üzerinden atmosfere yayılır. | Open Subtitles | يعمل بنظام القياس الحيوي لموجات الغلاف الجوّي فوق مكان الدّمية، |
Kayalarda gizli karbonu atmosfere geri döndürmenin anahtarı işte budur. | Open Subtitles | ذلك هو المفتاح لتدوير الكربون المحتجز في الصخور إلى الجو. |
Yapabileceklerimden biri, atmosfere daha fazla karbondioksit gazı vermek. İşte yapıyorum. | TED | واحد من الاشياء التي يمكنني القيام بها هي ضخ المزيد من غاز ثاني أكسيد الكربون في الغلاف الجوي، وهذا ما أفعله هنا. |
En büyükleri yaklaşık 1.300 km uzunluğundadır ve aynı oranda mühim bir atmosfere sahiptir. | Open Subtitles | الأكبر منهم كُلّهم تقريباً 800 ميلُ طويل , مَع غلاف جوي كبير للمُجَاراة. |
Fakat biz atmosfere daha çok karbondioksit vermeye devam ederken karbondioksit okyanusa daha çok dağılıyor. | TED | ولكن بما إننا نضخ بالمزيد والمزيد والمزيد من ثانى اكيد الكربون فى الغلاف الجوى فإن المزيد يذوب فى المحيطات |
Onlar yine de atmosfere vent. | Open Subtitles | يستطيعو ان يبقو الفجوة مفتوحة بالغلاف الجوي. |