"attığın" - Traduction Turc en Arabe

    • ألقيت
        
    • رميت
        
    • رميته
        
    • رميتها
        
    • ترميها
        
    • التي قمت
        
    • ألقيته
        
    • أغواهم
        
    - Evet, bataklığım! O yaratıkları attığın bataklık! Open Subtitles مستنقعي، حيث ألقيت بمخلوقات الحكايات الخيالية
    Cesedini de senin o bitli avukatı attığın göle atacağım. Open Subtitles سوف ألقي جثّته في نفس البحيرة التي ألقيت فيها جثّة محاميك الحقير
    Listeni attığın için Karma'nın sana çok kızıp sana bir daha araba çarpmasına sebep olduğu için çok üzgünüm. Open Subtitles ويؤسفني أنّ القدر غضب منك لأنّك رميت لائحتك فضربك بسيارة مجدداً
    Bunu hastanede attığın çöpten aldım. Open Subtitles أخذت هذا بعدما رميته بحاوية النفايات خارج المشفى
    Sadece tahmin yürütüyorum, ama attığın kahve çekirdeklerini yemiş olabilir. Open Subtitles خمّن ، لقد تناول جميع حبات القهوة التي رميتها
    Belki de, eskiden soğuk bir tip olduğundandır ya da gerçekten alaycı biri olduğun içindir ve ya sürekli şaka yaptığındandır ya da üstündekileri çıkarıp koltuğun üstüne attığın içindir. Open Subtitles ربما لأنك كنت لا تبدي اهتماماً بالآخرين أو لأنك متهكم أو لأنك تمزح طوال الوقت و لأنك تأخذ ثيابكك و ترميها على الأريكة
    Aldığın riskin farkında mısın? Hepimizi içine attığın riskin? Open Subtitles هل تعرف المخاطرة التي قمت بها المخاطرة التي قمت بها معنا جميعاً هنا
    Arthur, o çöpe attığın mektubu açmayacak mısın? Open Subtitles ألن تقرأ ذلك الخطاب الذي ألقيته في السلّة ؟
    Yunanlıyı otel penceresinden attığın zamanı hatırlıyor musun? Open Subtitles أتذكر حين ألقيت بذلك اليوناني عبر نافذة الفندق؟
    attığın taş banyonun camını kırmadı. Open Subtitles الحصاة التي ألقيت بها لم تكسر نافذة حمام.
    Beni polislerin önüne attığın eski günler mi yoksa tek gözlü bir korsanın motosikletimi çaldığı eski günler mi? Open Subtitles صحيح ، الأيام الخوالي ، عندما ألقيت بي إلى رجال الشرطة ؟ أو عندما قام قرصان أعور بسرقة دراجتي ؟
    Bir kenara attığın hançerimi arıyorum. Open Subtitles إنني أبحث عن تلك السكين التي ألقيت بها بعيداً
    Yazı tura attığın zaman insan nasıl hissettiğini anlarmış. Open Subtitles لقد سمعت أنه إذا رميت قطعة نقد ستخبرك بشعورك الحقيقي
    Geçen yıl bölge maçlarında attığın gibi atarsan sırtımız yere gelmez. Open Subtitles إن رميت مثلما رميت في المنافسات العام الماضي سنكون بخير
    Ama sabıka fotoğrafını bir tuğlaya bağlayıp camıma attığın için sağ ol. Open Subtitles ولكن شكراً لأنك رميت طوبة, على نافذتي.
    - Karavandan attığın adam şu anda hapiste bulunmama sebep olan suçu işledi bence. Open Subtitles ذلك الرجل الذي رميته خارج المقطورة يصادف أنه أظنه نفس من ارتكب الجريمة التي أجد نفسي محبوساً عليها
    Evet, az önce tuvalete attığın bir makastı. Open Subtitles أجل، مقصٌ رميته لتوكَ في الحمام
    Okyanusa attığın o kolyeyi sana verdiğim günler gibi. Open Subtitles بدأت تتذكر الاوقات الجيدة مثل عندما اعطيتك تلك القلادة التي رميتها في المحيط
    Çöpe attığın o bağış etkinliği mektuplarını kim yolluyor sanıyorsun? Open Subtitles من تظن ارسل لك كل هده الرسائل التبرعية التي رميتها مباشرة الى القمامة؟
    Blair'in sana sürekli attığı seninse onu sürekli geri attığın şeyi aldım. Open Subtitles نعم يانيثانيل اخذت بلير عندما كنت انت ترميها
    Kendini incittiğinde attığın çığlığı diyorum. Open Subtitles إن كان بإمكانك الصراخ بنفس الصرخة التي قمت بهدا مؤخراً؟ ..هل يمكنك ان
    Ve biliyorsun ya kaldırıp attığın o şey geleceğinin anahtarı. Open Subtitles أتعلم هذا المفتاح الذي ألقيته إنه مفتاحك للعالم الأخر
    Polis de burada. attığın yem onları çekmeyi başardı en azından. Open Subtitles الشرطة هنا أيضًا أقلُّها طعمك أغواهم

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus