| Ne yaptığını önemsemeyen biriyle yaşamanın çok avantajı var. | Open Subtitles | و لا يهم حقاً ، هناك مزايا محددة . للعيش مع شخص لا تهتمي حقاً به |
| Büyük şehir merkezlerinde olmanın avantajı var. | Open Subtitles | هناك مزايا للتمركز في إدارة المركز المدني |
| Ted'e karşı gelmenin avantaj ve dezavantajlarını liste yaptım çünkü Ted'e karşı geldim ve bunun herhangi bir avantajı var mı bilmek istedim. | Open Subtitles | لقد وضعتُ قائمة بالمزايا والعيوب الناتجة عن الوقوف في وجه تيد لأنني وقفت في وجه تيد وأردت أن أعلم إن كان هناك مزايا لذلك |
| Kendi eyaleti olmasının avantajı var. | Open Subtitles | لديه الأفضلية كونه من هنا أصلاً |
| Fotik epilepsi eşit derecede sıkıcı ama muhtemelen doğru olma avantajı var. | Open Subtitles | انه ممل بالتساوي ولكن لديه الافضلية باحتمال ان يكون مصيبا |
| Bunun birçok avantajı var. | TED | تمتلك كل المميزات |
| Bu sistemin bir çok avantajı var. | Open Subtitles | هناك مزايا عديدة لهذا النظام |
| Ve avantajı var. | Open Subtitles | لديه الأفضلية |
| Dağıtıcının birçok avantajı var. | Open Subtitles | الموزع لديه الافضلية |
| Ve siz de biliyorsunuz, can sıkıcı olan, kötü bir şeyi yapmak, bir şeyi tüm kötülüklerden korumaktan çok daha kolay. Bundan dolayı saldırganlıkların asimetrik bir avantajı var. | TED | و تعلمون ، الشئ المزعج أيضا هو أنه من السهل أن تفعل شيئ سيء بدلاً عن أن تدافع ضد كل الإحتمالات السيئة الاخرى , لذا فالهجوم له بعض المميزات الخاصة أحيانا . |
| İçerisinde bir sürü avantajı var. | Open Subtitles | لديه الكثير من المميزات. |