En bilinen av noktalarından biri olduğunu söylemiştim. Gördüğünüz gibi avlanma, 50'li yıllarda doruğa ulaştı | TED | كانت عملية صيد مُوثقة جداً وكما يمكنكم ان تشاهدوا هنا ,كانت اعلى نسبى في الخمسينات |
Açık denizlerde avlanma ulusal yemek güvenliğine katkıda bulunmaz | TED | لا يساهم صيد أعالي البحار في تأمين الغذاء عالمياً. |
avlanma, sessiz sinema oyunu ve hatta bir sürü tatlı romantik karışıklıklar olacak. | Open Subtitles | سيكون هناك ، صيد ، حزورات وأمور أخرى رومانسية |
ve bu türlerin çoğu kötü yönetim ve aşırı avlanma yüzünden tehdit altında. | TED | والعديد من تلك الأنواع مهددة بالانقراض بسبب المبالغة في الصيد وبسبب سوء الإدارة. |
Bu sularda avlanma artacağı için kâr da artacak çünkü avlanma maliyeti düşecek | TED | وبذلك سيزيد الصيد في تلك المياه، وبالتالي ستزيد الأرباح لأن كلفة الصيد ستقل. |
Pa-aling dalgıçlarının dünyasına hoş geldiniz belki de dünyanın en tehlikeli avlanma metodu. | Open Subtitles | مرحباً بكم الى عالم غطاسي بالنج. رُبَّما هي أخطر طريقة للصيد على الاطلاق. |
Bu yavrular küçük olabilir, ama onları uygun bir biçimde beslemek için anne babalarına, 2500 kilometrekareden fazla avlanma bölgesi gerekir. | Open Subtitles | قد تكون هذه الجراء صغيرة، لكن لإطعامهم بشكل سليم فيحتاج الأبوان لمنطقة صيد تتعدّى 1000 ميل مربّع. |
Mevsim dışı avlanma lisansı alman 2 yıldan uzun sürecektir. | Open Subtitles | ستحتاج لسنتين على الأقل للحصول على رخصة صيد دائمة |
Kuşun avlanma tekniği üzerinde çalışmalıyım. | Open Subtitles | عليّ العمل على تحسين أساليب صيد هذا الطير |
Bu tuzak türü, örümceklerin ilk avlanma tekniklerinden biriydi ama sonraki örümcekler ipeği çok daha karmaşık örgüler oluşturmada kullandılar. | Open Subtitles | خطوط الاعتراض كانت من أوائل تقنيات صيد العناكب. لكن العناكب اللاّحقة الأخرى استخدمت الحرير لتشييد أبنية أكثر رقيّاً. |
Aslında o bir örümcek üstelik çok daha özel avlanma tekniğine sahip bir türe ait. | Open Subtitles | في الحقيقة، هي عنكبوت وعنكبوت بتقنية صيد أكثر غرابة. |
İnkar etmenin alemi yok, eğer avlanma bir sporsa, bu bir kan sporu. | Open Subtitles | ليس هناك من ينكر ذلك، إذا كان الصيد رياضة فهي اذا رياضة الدم. |
Ashe ve ailesi için bu çöplük hem ev hem de avlanma alanı. | Open Subtitles | بالنسبة لــ آشى وعائلتها , هذه النُفاية هي البيت وأرض الصيد معا ً |
Ayılar erken geldi ve en iyi avlanma noktaları konusunda endişeliler. | Open Subtitles | تحضر الدببة في وقت مبكر ، حريصة على افضل مواقع الصيد. |
Bugün okyanusların yüzde 2'si avlanma ve diğer tüm aktivitelerden tamamen korunuyor. | TED | ولكن اليوم، هناك 2 بالمئة فقط من المحيط محمي كلياً من الصيد ومن نشاطات أخرى. |
Okyanustaki en büyük avlanma tekneleri olan süper trollerin bir düzine 747 jeti tutabilecek kadar ağı var. | TED | سفن الصيد الكبيرة التي تصيد في المحيط لديها شباك كبيرة جداً تتسع لـ12 طائرة من طراز 747. |
Ve sıra dışı avlanma metotlarını okyanus zemininde işaretler bırakarak uygularlar. | Open Subtitles | و طريقتها الاستتنائية للصيد تركت آثارها في قاع المحيط |
PekâIâ, zanlı koşu yolunu avlanma alanı olarak kullanıyor 6 numarayı da orada buldu demektir. | Open Subtitles | حسنا,إذن الجاني يستخدم المضمار كمنطقة للصيد مما يعني أنه عثر على الرقم 6 هناك أيضا |
avlanma sahası. Vahşi domuzlar gerçekten pistir. | Open Subtitles | .إنها أرض للصيد .الخنازير البرية لئيمة جدًا |
İnsanın okyanus üzerinde balık tutma ve aşırı avlanma konusunda yaptığı etkiyi biliyoruz. Ama gerçekten suyun altında ne olduğu hakkında çok fazla birşey bilmiyoruz. | TED | نحن نعلم عن تأثير الإنسان على المحيطات فيما يتعلق بالصيد و الصيد الجائر، و لكننا في الواقع لا نعلم كثيراً عن ما يحدث تحت المياه. |
Bu avlanma davranışı değil lan. Araştırıyorlar. | Open Subtitles | هذا ليس تصرف من يصطاد يا إيان إنهما يبحثان |
Ancak kurtlar başarılı bir şekilde çoğalmak istiyorlarsa, avlanma çabalarının bir vites yükselmesi gerek. | Open Subtitles | لكن لو أرادت الذئاب أن تتوالد بنجاح فإنّ جهود صيدها يجب أن تزيد. |
Bu kadar kazançla, ana avlanma bölgesi için yapılan kavgalar sıradan olabilir. | Open Subtitles | ما دام ما تجنيه وفيراً، فالمعارك لأجل مقاطعة صيدٍ رئيسية يـعدُّ أمراً شائعاً |
Her yaz buz yoluyla haberleşerek zengin avlanma sahalarına ulaşmak için 600 mil kuzeye yolculuk ederler. | Open Subtitles | يقطعون كلّ صيف 600 ميل شمالاً يبحرون عبر الثلج ليصلو لأغني بقاع الصّيد |
Bir dahaki gelişimizde Kara Tepeler'deki haklarınızı ve avlanma mıntıkalarınızı görüşürüz. | Open Subtitles | لقد عدنا لكم مرة آخرى لكي نتفاوض على حقوقكم في التلال السوداء و اماكن صيدكم القديمة |